Mesajı Okuyun
Old 19-08-2011, 23:18   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, öncelikle "prim"in hukuki niteliğine bakmak gerekirse, prim, ikramiyeden farklı olarak, genellikle işveren tarafından işçiye ödül mahiyetinde ve iş verimini artırmaya yönelik olmak üzere işçinin ücretine ek olarak ayrıca ödenen bir ücrettir.. işte burada işverence ödenen primin iş sözleşmesinde kararlaştırılmış olup olmadığı önemli olan noktadır, eğer ki işveren ücrete ek olan primi yazılı veyahut da sözlü olan hizmet akdine -sözlü dahi olsa tanıkla dahi ispat edilebileceğinden- istinaden ödüyorsa, mali kriz içinde olması işçiyi ilgilendirmeyeceğinden ve bu nedenden ötürü işveren ücret, prim, ikramiye, tazminat vs. ödemekten muaf olmadığından, belirttiğiniz yıllara ilişkin primleri de ödemek zorunda kalabilecektir kanaatimce.. ancak, ücrete ek olarak yazılı veya sözlü hizmet sözleşmesine dayalı bir prim ödemesi olmayıp da sadece işverenin kendi tasarrufu ise ödemek zorunda kalmayacaktır, ve ödemek zorunda da tutulamayacaktır.. bu durumda tabiki de o yıllara ait prim ödemesi yapılmayacağını işveren takdir edebilecektir... sorunuzdan ayrık olarak şunu da belirtmek gerekir ki, çalışanların iş akitleri tazminat ödenecek şekilde son bulduğunda, düzenli olarak yapılan bu prim ödemelerinin tazminata esas brüt ücret konusunda esas alınacağı kanaatindeyim... kanımca konuyu bu çerçevede değerlendirmeniz gerekli... kolaylıklar diliyorum...