Sorunuzun yanıtı aşağıdaki konuda mevcut:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=22168

Ancak kiracının muacceliyet maddesi gereğince kira borcunun nerede sınırlanacağını tartışırken, akdin onun kusuru nedeniyle fesh olması nedeniyle BK'nın genel esasları çerçevesinde kiralayana tazminat yükümlüğü doğduğunu da unutmamak gerek. Bkz BK 108/2:

Alıntı: c) RÜCUUN HÜKÜMLERİ MADDE 108. Akitten rücu eden alacaklı, vaidolunan şeyi vermekten imtina ve tediye eylediği şeyi istirdat edebilir. Bundan başka borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemiyeceğini ispat edemezse alacaklı akdin hükümsüzlüğünden mütevellit zararın tazminini de talep edebilir.

Dolayısıyla bu şekilde karşılıklı zarar ziyan hesaplarına hiç girmeden sözleşme sonuna kadarki kirayı ödemek suretiyle mahsuplaşılmasının adaletsiz olmayacağı kanaatindeyim ve uygulamada da genelde böyle yapılıyor. Ancak siz illa ki, "ben fazla ödendiğim kirayı geri alacağım!" diye işlem yapmayı düşünürseniz, karşı tarafın da "senin sözleşme şartlarına uymaman nedeniyle ben de mağdur oldum, o zaman ben de tazminat istiyorum" diyebileceğini ve sonuçta kimin alacağının kimden fazla çıkacağının da şüpheli olduğunu hesaba katmak gerek.