Mesajı Okuyun
Old 25-07-2011, 19:45   #5
ALAMUT

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım bir de şu var, bu da size yardımcı olacaktır. ayrıca bir dava açıp adece o bankadaki paradan ziyade evlilik boyunca 01.01.2002 den sonrası için, ayrıca talepte bulunabilirsiniz. muhtemelen davalar birleştirilecektir.
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi









-YARGITAY İLAMI-

Nursen Ercan ile Halil Ercan aralarındaki katkı payı alacağı kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 11. Aile Mahkemesinden verilen 02.07.2009 gün ve sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi anlaşılmış ve duruşma için 26.01.2010 Salı günü tayin edilerek a çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü eden davalı vekili Avukat Haydar Özgür Yılmaz ve Avukat Fatih Yıldırım ve karşı taraftan davacı vekili Avukat Esin geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde ve hazır ların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği

KARAR

Davacı Nursen Ercan vekili, 1083 ada 6 parseldeki 12 numaralı bağımsız bölüme ilişkin 5.010 TL katkı payı alacağı bulunmuş, 1.7.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle de alacak miktarını ,47 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı Halil Ercan vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 101.829,41 TL’nin dava itibaren yasal faizi ile alınarak davacıya ne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili edilmiştir.

Taraflar, 18.5.1985 nde evlenmişler, 13.10.2004 tarihinde boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 13.9.2006 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşme ile başka mal rejimi eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş katılma rejimi geçerlidir. Dava muayenehane olarak kullanılan 12 bağımsız bölüm taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu 26.12.1996 tarihinde satın alınarak davalı koca adına tescil nden uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir.

Evlilik birliği içinde edinilen mal varlığı için eşler, katkıları oranında katkı payı alacağı hakkına sahiptirler. Kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamalarına göre, katkı payı alacağını belirlemek için eşlerin evlenme tarihinden dava konusu mal varlığının edinildiği kadar olan tüm gelirleri hesaplanmalı, herbirinin gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenmeli, bundan sonra tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranı bulunmalı, bulunan bu oran dava mal varlığının dava ki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı tespit edilmelidir.

Somut olayda, öğretmen olan davacının çalışmasına ve gelirlerine ilişkin belgeler dosya arasına getirtilmesine rağmen serbest diş olarak davalının gelirlerine ilişkin belgeler Maliye Bakanlığı Arşiv Yönetmeliği gereğince süresi geçtiğinden imha edildiği belirtilerek gönderilmemiştir. Mahkemece, davalının edinme tarihine kadar olan gelirini asgari ücret üzerinden hesaplayan hukukçu bilirkişi esas alınarak yazılı şekilde verilmiştir. Özel muayenehanesinde serbest diş hekimi olarak çalışan davalının gelirinin asgari ücret esas alınarak hesaplanması olağan yaşam akışına uygun değildir. , odası ve vergi dairesinden alınacak cevapların dosya arasına konulması, bundan uzman bilirkişi ya da bilirkişilerin de görüşleri alınarak adil ve hukuka uygun emsal gelirin belirlenmesi, bundan sonra az yukarıda açıklanan esaslar ilkesinde davacının katkı payı alacağının saptanması gerekirken gerekli araştırma yaşam koşullarını yansıtmayacak asgari ücretin esas alınması doğru olmamıştır.

Davalı savunmasında, vekil edeninin evlenmeden önce üyesi olduğu Devlet Tiyatrosu Çalışanları Konut Yapı Kooperatifi aracılığıyla edindiği 15482 ada 1 parseldeki 15 numaralı bölümün ından elde ettiği paranın dava konusu muayenehanenin alımında kullanıldığını ileri sürmüştür. Davalının kooperatife üye olma tarihi ve aidat ödemelerine ilişkin makbuzlar eksik araştırma ile karar verildiği gibi söz konusu dairenin satış tarihi de göz önünde bulundurularak elde edilen paranın dava konusu taşınmazın üzerinde gibi durulmamıştır. Mahkemece, dosya arasında bulunan davalının banka hesap ilişkin evraklar bankacı bilirkişiye inceletilerek dava dışı taşınmazın satışından elde edilen gelirin muayenehanenin alımında kullanılıp kullanılmadığı hususu açıklatılmaya çalışılmalıdır.

Kabule göre de, dava belirtilen 5.010 TL için dava n itibaren, 96.819,41 TL için ise ıslah tarihinden itibaren faizin işletilmesine karar verilmesi gerekirken altına alınan ,41 TL’nin tamamı için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.

Tüm bu nedeniyle davalı nin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan verilmesine ve 1375,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene 26.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.