Avukat ve diğer hukukçu meslektaşlara,

Yayınlanan haberde alıştığımız, alıştırıldığımız ve de beynimizi koşullandıran bir yöntem olduğunu düşünüyor ve itiraz ediyorum.

Alıntı: Terör örgütü xx'nin üst düzey yöneticisi'' yyy'nın avukatı...

.

BU HABER BU BİÇİMİYLE HUKUKA, AVUKATA VE AVUKATLIK MESLEĞİNE AÇIKÇA VE DÜZEYSİZ BİR SALDIRIDIR.
Burada en çarpıcı ve sarsıcı niteleme madde 6 olarak yapılmaktadır. Çünkü, haberin verilmesindeki konu ögesi, avukatın haberde (6.madde) belirtilen müvekkili olmayıp avukatın kendisidir. Oysa haber hazırlama sürecinde avukatın kendisi değil, avukatın bellirli bir müvekkili ön plana çıkarılmaktadır. Ayrıca, belirtilen örgütün Türkiye ve diğer ülkelerdeki şiddet yöntemi kullandığı yönündeki insanlardaki olumsuz, karalayıcı ve küçük düşürücü duygular avukat üzerinde toplanmak istenmektedir.

Haberde, avukatın kendisi yerine müvekkillerinden bir tanesi ön plana çıkarılmaktadır.

Haberde, gözaltına alınan kişinin niteliği hukuksal açıdan, yalnız ve yalnızca, "bir soruşturmanın şüphelisi" olup, şüpheli kişinin başka dosyalarda görev yaptığı meslek belirtilerek, o dosyalardaki görevi nedeniyle bu olayda tepkilere uğraması sağlanmak istenmektedir.

İşte haber bu yönüyle başarıya ulaşacak olur ise, avukatın diğer dosyalarda avukatlık görevini gereği gibi yapmaktan alıkonulması, avukatlık hizmetinin (yani savunma makamının) niteliğinde düşüş sağlanacak ve böylece savunmasız kalan şüphelilerin belki de hak etmedikleri halde suçlu oldukları yönünde karar verilmesine neden olunacaktır.
Tam da bu noktada, avukatın adının Ahmet veya Mehmet olması önemli değildir. Önemli olan avukatın kendisinden beklenen hukuksal görevi yapması ve üstelik en iyi biçimde yapmasıdır. Avukatın bu işlevi hem görev yaptığı yargının, hem de avukatlık mesleğinin onuru olacaktır.

Sonuç: Avukatı müvekkiliyle özdeşleştirme anlayışındaki bu haberin bu biçimine karşı çıkmalıyız.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık