Mesajı Okuyun
Old 18-07-2011, 18:36   #9
hukukbilgisi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
Bu hususta (olumlu/olumsuz)ictihat paylaşabilecek olan meslektaşım varmıdır?

Değerli Meslektaşım,
Ortaklıktan çıkartma kararı iptal ettirilip, müvekkiliniz tekrar üye olur ve fakat kendisine daire verilmez ise, Yargıtay güncel bir rakama hükmedebiliyor:

"T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/13355
Karar: 2004/7501
Karar Tarihi: 06.07.2004


ÖZET : Aidat borcunu ödememe nedeniyle hakkında ihraç kararı verilen kooperatif ortağının mahkeme kararı ile ortaklığa dönmesi ve fakat kooperatiften konut alamaması üzerine kendisine ödenecek tazminatın hesaplanması Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre şu şekilde formule edilmiştir. Öncelikle, ortağa tahsis edilen konutun dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalı; bundan sonra ortağın kooperatife yaptığı ödemeler, Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış ortalama rakamları esas alınmak suretiyle dava tarihine kadar taşınarak güncel değeri bulunmalıdır. Bu güncel değer ile konutun rayiç değeri arasındaki fark bulunarak kooperatife normal ödeme yapan ortağın bu ödemelerine karşı elde ettiği yararlanma miktarı tespit edildikten sonra, eksik ödemeler varsa bunlar da güncelleştirilmelidir. Eksik ödemelerin güncel değerinin sağlaması gereken fayda orantı kurallarına göre bulunmalıdır.

(1163 S. K. m. 16, 17)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Bolu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 15.04.2003 tarih ve 1998/27 - 2003/154 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, müvekkilleri hakkında verilen ihraç kararının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, halen ortak olan davacılara konut verilmediğini ileri sürerek, her bir davacı için birer konut verilmesine, mümkün olmadığı takdirde, 300.000.000'er TL'nin 26.12.1992 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, aidat borcunu ödemeyen davacı hakkında verilen ihraç kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemiz'in 09.06.1996 günlü kararı ile, direnme kararı da Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nun 17.9.1997 günlü kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna göre, kooperatife ait tip dairelerin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin 290.060.800 TL olduğu gerekçesiyle, davacıların her biri için ayrı ayrı 290.060.800 TL'nin 18.5.1994 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davacıların, kooperatifin ortağı iken ortaklıktan çıkarıldığı ve mahkeme kararı ile ortaklığa döndüğü, davalı kooperatifte davacılara verilecek bir konut bulunmadığı, bu durumda davacıların tazminat talep etme hakkı bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, tazminatın ne şekilde hesaplanacağı konusunda toplanmıştır.

Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bu tür davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkesi aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.

1- Önce ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.

2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış ortalama rakamları esas alınarak ) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.

3- Bundan sonra, yukarıda ( 1 ) numaralı bentte bulunan değerden ( 2 ) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.

4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri ( 2 ) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.

5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda ( 2 ) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda ( 3 ) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının ( 4 ) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, ( 4 ) numaralı bentte bulunan miktar, ( 3 ) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın ( 2 ) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara ( 4 ) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece ( talepte değerlendirilerek ) bu miktara hükmedilecektir.

Yukarıdaki ilkeleri dikkate almayan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 6.7.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı"


Ancak, böyle bir durum yok ise, güncel bir rakam talep etmek mümkün olamıyor:

"T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/2366
Karar: 2003/8458
Karar Tarihi: 29.09.2003

ÖZET: Davacıların davalı kooperatifteki ortaklıkları ihraç edilmeleri neticesi sona ermiş olup, ihraç kararı yargı aşamasından geçerek kesinleşmiş olduğundan, bu aşamadan sonra ihracın haklı veya haksız olduğu hususunun tartışılması gereksiz olup, davacıların kooperatiften daire alamayan üyeler gibi daire veya bedelini istemeleri mümkün değildir. Devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir. Bilançonun kesinleşmesi ise, bilançonun genel kurulca kabulü ile olur ve alacak en erken bu tarihte muaccel olur. O halde mahkemece davalı kooperatifin ana sözleşmesi ve ihraçlardan sonraki genel kurul bilançoları incelenmek suretiyle, davacının alması gereken miktar ve muacceliyet tarihinin belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

(1163 S. K. m. 17/1)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 27.11.2002 tarih ve 2000/1327-2002/1128 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif üyesi iken haksız olarak ihraç edildiklerini, açtıkları davanın red ile sonuçlandığını, kooperatiften alacaklarına istinaden açılan davada verilen kabul kararı uyarınca icra takibi yapıldığını, davalının haksız ihracı nedeniyle 20.000.000.000.TL. değerinde iki evden mahrum kaldıklarını, ayrıca ödedikleri aidatları da geri alamadıklarını ileri sürerek, toplam 24.872.889.000.TL.nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıların yasal olarak ihraç edildiğini, alacakları ve zararları bulunmadığını, aidatların uyarlama şeklinde talep edilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davacıların kooperatife ödedikleri aidatların dava tarihi itibariyle uyarlanmış değerlerini istemelerinin mümkün olmadığı, ancak, yatırdıkları parayı faizi ile birlikte talep edebilecekleri gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Mahmut Y. yönünden 311.510.000.-TL.nın, diğer davacılar yönünden 147.000.000.TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacıların davalı kooperatifteki ortaklıklarının ihraç edilmeleri neticesi sona ermiş olup, ihraç kararının yargı aşamasından geçerek kesinleşmiş olduğu, bu aşamadan sonra ihracın haklı veya haksız olduğu hususunun tartışılmasının gereksiz olduğu, davacıların kooperatiften daire alamayan üyeler gibi daire veya bedelini istemelerinin mümkün bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davacıların davalı kooperatife ödedikleri aidatların istirdatı talebine gelince;

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1. maddesine göre devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir. Bilançonun kesinleşmesi ise, bilançonun genel kurulca kabulü ile olur ve alacak en erken bu tarihte muaccel olur. O halde mahkemece davalı kooperatifin ana sözleşmesi ve ihraçlardan sonraki genel kurul bilançoları incelenmek suretiyle, davacının alması gereken miktar ve muacceliyet tarihinin belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı"

Bu şartlar altında, çıkartma kararı iptal ettirilebilir mi, noktasında bir araştırma yapılabilir. Kolay gelsin.