Mesajı Okuyun
Old 14-07-2011, 09:11   #8
karabekir

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Haksız veya haklı fesihle, sözleşme nitelik değiştirmez. Sözleşmeye o niteliği katan süre ve obektif nedenlerin sözleşmenin kurulması anındaki varlığıdır. Bu nedenle sözleşmenin kurulmasından sonra süre sonuna kadar her hangi bir tarihteki fesih, belirli süreli sözleşmeyi belirsiz süreliye çevirmez.

Esasen 11. maddenin düzenlenişindeki kanun metni oldukça bozuk olmasına rağmen yorum yolu ile metnin dışına çıkmak hukuki değildir. Kanunun ilk hazırlık safhasında Bilim Kurulu tarafından hazırlanan taslaktaki metin ve tanım, TBMM meclisindeki görüşmelerde değişikliğe uğradığı için biraz özensiz olduğu tartışılmaktadır. Bu sebeple ki yukarıdaki cevabımda, başta objektif nedenin varlığının kabul edilmesinden sonra, süre sonunda yapılacak yeni belirli süreli sözleşme için esaslı nedenin bulunmaması halinde, sözleşmeyi baştan itibaren değil de, ikinci sözleşmenin başından itibaren belirsiz süreli saymak gerektiği yönündeki doktrin görüşünden yanayım.

Sayın yeshilim

Cevabımın sadece bir kısmını almışsınız.

Halbuki; işçinin iş sözleşmesi işveren tarafından haksız sebeple süresinden önce feshedildiğinde artık o sözleşmenin belirli süreli olmasından bahsedilememeli. Zira sözleşmenin fesih tarihinin öngörülebilir veya kati olma özelliği ortadan kalkmış vaziyettedir.

Belirli süreli iş sözleşmesi, işçinin işin ne zaman biteceğini bilmesi, bilebilecek olması nedeniyle ve 4857 sayılı İş Kanunun 17. Maddesinde “Belirsiz süreli iş sözleşmesinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir” denilmesi nedeniyle işçinin süre sonunda ihbar tazminatı hakkı olmaması doğrudur. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshinin dikkatle ele alınması gerekmektedir. Böylesi bir durumda artık iş sözleşmesinin biteceği tarihin bilinebilir olma özelliği ortadan kalkmıştır.
Belirli, bilinebilir olma özelliği ortadan kalkmış durumdadır. Belirli süreli iş sözleşmesi belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması esasına dayalı olarak yapılmakta olan sözleşme bunlar gerçekleşmeden feshedilmektedir. Bu haliyle bu sözleşme belirlilik vasfını kaybetmektedir.

Kanunun madde metnine de gitsek; ortada belirli bir süre sona erecek olarak yapılan ancak bu süre gelmeden feshedilen bir sözleşme vardır.

İkinci sözleşmenin belirsiz süreli sayılması ile belirli sürenin gelmesinden önce sözleşmenin feshi birbirinden çok da farklı değildir. Hatta ikinci sözleşmede, sözleşmenin sona ereceği bir süre vardır ve işçi tarafından bilinmektedir.
süresinden önce fesihte ise işçinin sözleşmenin ne zaman son bulacağını bilme ihtimali ve imkanı da yoktur.