Mesajı Okuyun
Old 12-07-2011, 09:58   #3
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

YARGITAY
17. Hukuk Dairesi

Esas:2007/3405
Karar:2007/2424
Tarih:10.07.2007




Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.P. tarafından edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı
, dayalı Y.Y. hakkında icra takibi , borçlunun B. ilçesi B. köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazım alacaklılardan mal k amacıyla muvazaalı olarak davalı AP.'a devrettiğini, ve düşük bedelli satış işleminin bağış hükmünde olduğunu ileri sürerek tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı Y.Y.
müvekkilinin senedi zorla verdiğini ve menfi tespit davası açtıklarım belirterek bu hususun bekletici mesele yapılmasını istemiş, davalı A.P. ise tapudaki bedeli hakkında açıklamada bulunacağını söylediği halde daha sonra savunma yapmamıştır.

Mahkemece, davanın kabulüne satış tasarrufunun iptaline karar verilmiş; hüküm davalı A.P. tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.

Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin bulunmaktadır. Tasarrufa konu taşınmazın kayden satış bedelinin 20.000.00-YTL,
kurulu aracılığıyla tasarruf tarihindeki gerçek rayiç değerinin 30.000.00-YTL olduğunun belirlenmesi ve sıyla edimler arasında fahiş bir farkın bulunmaması karşısında davada U.Y. 278/2 maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Ancak, aynı yasanın 280/1 maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar vermek kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektirir açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği öngörülmüştür. Y.Y.'nin bulunduğu B. ilçesi, B. Köyü ... ada, ... sayılı taşınmazın 5/100 payını 3. kişi durumundaki A.P.'a ve A.P.adına tapunun oluşturulduğu kayden sabittir. Taşınmazın cinsi tapu kaydında arsa olarak gösterilmekle beraber bilirkişi raporunda üzerinde kat dahil 4 katlı bir binanın bulunduğu açıkça vurgulanmış olup, bu yön uğramamıştır. Yine bilirkişi raporunda ve haciz tutanağında satışa konu 10 nolu dairede halen belirtilmiştir. Mahkemece satışa konu olan dairede satışı yapan Y.'nin oturma nedenleri üzerinde durulmadığı gibi, A. ile Y. arasında herhangi bir ticari ilişki, iş arkadaşlığı ve yakın akrabalık durumun olup, yönleri de araştırılmamış ve dolayısıyla taşınmazı alırken borçlu Y.'nin mal kaçırma kastını bilip, bilmediği ve dolayısıyla iyi olup, olmadığı üzerinde durulmamıştır.

Eksik
ile hüküm verilemez. O halde davada iddiasını kanıtlama yükümlülüğünde olan davacıdan davalı A.'nın kötü niyetli olup, olmadığına yönelik iddiası yönünden delil gösterilmesi istenmeli, istemi halinde bu konuda davalı A.'ya de önel verilmeli, gösterilecek tanıklardan Aile Y.Y. arasında herhangi bir ticari ilişki, iş arkadaşlığı yada yakın akrabalık durumu olup, olmadığı, satışa konu dairede Y.'nin ne ve hangi nedenlerle A.'ya fiilen teslim etmediği, satışa konu dairede satış yapan kişinin oturmasının hayatın olağan akışına uygun olup, olmadığı, olaylara dayalı olarak tanıklardan ayrı ayrı sorulup ona göre davalı kötü olup, olmadığı yönünden deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar

SONUÇ : Davalı itirazları Kabulü ile hükmün açıklanan ötürü BOZULMASINA, peşin alınan harcın halinde temyiz edene geri verilmesine, 10.07.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Kaynak :Corpus Arşiv

Not:Karardaki eksiklikler programdan kaynaklanıyor.