Mesajı Okuyun
Old 02-07-2011, 09:31   #10
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Hukuk

1.Vade:
Bonoda vade tarihi mecburi değil, ihtiyari unsurdur (TTK.m.689/2,616)

2.Mevcut haliyle eldeki senet:
TTK.m. 616. hükmüne göre, görüldüğünde ödenmek üzere (vade yazılmadan) keşide olunan senedin, keşide gününden itibaren, bir yıl içinde ödenmesi için gerekir. TTK.m.661. hükmüne göre, poliçeyi kabul edene veya bonoyu keşide edene karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu üç yıllık süre, görüldüğünde ödenecek senetlerde, ödenmesi için ibrazı gereken bir yıllık sürenin bitimi tarihinden itibaren işlemeye başlar.

3.Senetteki noksanlar tamamlanırsa:

3.1.Vade tarihi ile tanzim tarihlerinin değişik kalemle yazılması senedin bono olma vasfını değiştirmez (TTK.m.688).
3.2.Keşideci+Kefil >>>>>Lehtar = Vade tarihinin anlaşmalara aykırı olarak sonradan doldurulduğu yazılı bir belge ile ispatlanmalıdır (TTK.m.592).
3.3.Keşideci+Kefil >>>>>Hamil = TTK.m.599/1, Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hâmile karşı ileri süremez; meğer ki, hâmil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.

4.Yazılı belge:HUMK.m.287 vd.

4.1.Konu bağlamında yazılı belgenin resmi şekilde yapılmış olmasına gerek yoktur.

4.2.En azından olayın tamamının ispatına yeterli olmamakla birlikte bunun gerçekleştiğine işaret edebilecek ve karşı taraf elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğinde bir belge…

4.3.HUMK.m.292 hükmüne göre, bir belgenin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü için üç şartın birlikte bulunması gerekir:
a)Belgenin yazılı olması,
b)Bu belgenin aleyhine ilişki ileri sürülen tarafça düzenlenmiş olması,
c)Bu belgenin ileri sürülen hukuki ilişkiyi tam olarak ispat edememekle beraber bunun vuku bulduğunu kanıtlar nitelikte olması .

5.Ceza Hukuku yönünden varaka, “olayları nakleden veya irade beyanlarını içeren ve bir kimse tarafından oluşturulan her türlü yazılı belge olarak tanımlanabilir. Varakanın esas işlevi ise, hukuki faaliyetlerde kanıtlamaya hizmet etmektir”.

6.İspat hukuku yönünden:

6.1.Hukuk yargılama yasasına göre kanıt getirmeyen taraf, sonucuna katlanmak zorundadır
6.2.Senedin sonradan doldurulduğu iddiası, uzman bilirkişilerce yapılacak incelemeyle ispatlanamaz mı?
6.3.Ve bu yoldaki rapor, “belgeyle ispat” bağlamında kabul edilemez mi?
6.4.Bu şekilde senedin aslında “görüldüğünde ödenmek üzere” (TTK.m.616) tanzim edildiği ve fakat vadesinin ---bilirkişi raporuyla ispatlandığı üzere---- sonradan doldurulmuş olduğu savunması geçersiz midir?

7.HUMK.m.317:
Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle tespit edilebilir. Sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye (borçluya) ait olup olmadığı ortaya çıkar.

Sonuç:
1.Risk, göreceli bir kavramdır.
2.Vekilin görevi, müvekkiline hukuksal riskleri göstermek, bizzat risk almamaktır.
3.Avukatlığın amacı… (Av.K.m.1)

Alıntı:
Sorum şu...
Vadeye bu günün tarihini atsam? Her ne kadar boş senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğunu ispat borçlunun yükümlülüğüyse de 14 sene sonrasına ödeme tarihi kararlaştırmak hakikaten hayatın olağan akışına aykırıdır.Dolayısıyla mahkeme içtihatları bu açıdan istikrar gösterse de istisna yaratabilecek bir durummuş gibi geliyor bana.

Bana da...