Ben de meslektaşlarımın yukarıda belirttiği sorunların benzerini bugün yaşadım. 2009 yılında alacağına mahsuben banka tarafından satın alınan ipotekli taşınmazın tahliyesini gerçekleştirdik.Tahliye için yapılan masraflar elbette somut duruma göre değişiyor.Taşınmazın yediemin deposuna olan uzaklığı, büyüklüğü,taşınmazda bulunan eşyaların sayısı,nakliye için gelen işçilerin sayısı,bekleme süresi,açgözlü icra memurlarının öğle yemeği,çilingir... tahliye için yapılması gereken masrafları belirliyor.Bizim tahliyesini gerçekleştirdiğimiz taşınmaz 85 m2 büyüklüğündeydi ve içinde çok fazla eşya vardı.Yaptığımız masraf 1.200 lirayı buldu.
Önceden tahliye emri gönderildiği ve zaten tahliye emrinde kanunen 15 gün içinde mecuru tahliye etmeleri aksi halde mecurun cebri icra yoluyla tahliye edileceği belirtilmesine rağmen taşınmaz belirtilen sürede boşaltılmadı.Bunu takiben taşınmazın borçlu tarafından tahliyesini sağlayabilmek ve ayrıca yediemin deposu vs. bulmak için uğraşmamak adına bir ümit borçluya 7 gün ek süre de verdik.Bu ek süre de geçti taşınmaz hala boşaltılmadı.Gel zaman git zaman 2 yıl oldu..01.07.2011 itibariyle mecurun tahliyesini yaptık ecrimisil de talep etmedik... Benim bu yaşadıklarımızdan çıkardığım sonuç şu iyiniyetli alacaklı olmaktan bir an evvel vazgeçip tahliye emrinin ardından ek süre vermeden taşınmazı tahliye etmek.Çünkü ne kadar süre verilirse verilsin işgalci taşınmazı kendi rızasıyla boşaltmayacaktır.Her geçen süre zaman kaybı ve baş ağrısı. Tahliyeye gitmeden önce alacaklı/alacaklı vekili mutlaka yediemin deposu ayarlasın, bir kira sözleşmesi yapsın ve her ihtimale karşı polisle beraber mecurun bulunduğu yere gitsin...