Mesajı Okuyun
Old 30-06-2011, 15:04   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/14311
Karar: 2002/15013
Karar Tarihi: 09.07.2002


ÖZET : Dava sırasında hakimlikçe kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikle ve zaruri olarak hükmedilen bir para olan "ilama müstenit olmayan" nafakanın, ara kararı ile takibe konulmasında dava sonucu beklenmeksizin nafakanın bir an önce tahsili amacı vardır. Nafakanın ilama bağlanıp bağlanmaması sonuca etkili değildir. "İlama müstenit olmayan" nafaka tabirinden anlaşılması gereken ise mukaveleye müstenit nafakalar yani tarafların serbest iradesi ile anılan madde koşullarındaki kararlaştırılan iratlardır. Bu durumda lehine hükmedilen kişinin geçimi için zorunlu olan M.K.nun hükümlerine göre verilen nafakanın birikmesi halinde dahi niteliği itibariyle haczi caiz değildir.

(2004 S. K. m.83) (818 S. K. m.507) (4721 S. K. m.176) (743 S. K. m.145)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Karar: Taraflar arasında görülmekte olan boşanma davası sırasında 7.12.2000 tarihli ara kararı ile alacaklı lehine aylık 35.000.000.-TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş 1.5.2001 tarihinde alacaklı tarafından genel haciz yolu ile bu nafaka takibe konu edilmiştir. Bilahare 21.6.2001 tarihli boşanma ilamı ile dava tarihinden itibaren aylık 50.000.000.-TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve bu nafaka alacağı da 7.1.2002 tarihli takiple ilamlı icraya konu edilmiştir. Borçlu koca aynı ilamda lehlerine verilen ücreti vekalet ile ilgili yaptığı 2001/2379 esas sayılı dosyada birikmiş nafaka alacağı üzerinden kendi alacağı için haciz konulmasını istemesi üzerine icra müdürlüğünce para üzerine haciz konulmuştur. Alacaklının İİK.nun 83. maddesine aykırı olduğundan bahisle Merciye yaptığı şikayet, birikmiş nafakaların haczinin mümkün olduğundan bahisle Mercice reddedilmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, ilama müstenit olan nafakadan kastedilen şey, dava sırasında hakimlikçe kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikle ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, ara kararı ile takibe konulmasındaki amaçta dava sonucu beklenmeksizin nafakanın bir an önce tahsilinin gerekmesidir. Başka bir anlatımla nafakanın ilama bağlanıp bağlanmaması bu gibi hallerde sonuca etkili değildir. İİK.nun 83. maddesinde "ilama müstenit olmayan" nafaka tabirinden anlaşılması gereken ise B.K.nun 507. maddesinde olduğu gibi mukaveleye müstenit nafakalardır. Yani zaruri olduğundan hakimlikçe hüküm altına alınan nafaka değil, tarafların serbest iradesi ile anılan madde koşullarındaki kararlaştırılan iradlardır. Hal böyle olunca lehine hükmedilen kişinin geçimi için zorunlu olan M.K.nun hükümlerine göre verilen nafakanın birikmesi (teraküm) etmesi halinde dahi niteliği itibariyle haczi caiz değildir. Mercice aksine düşüncelerle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 9.7.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)