Mesajı Okuyun
Old 26-06-2011, 20:52   #8
tiryakim

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onüçüncü Hukuk Dairesi
Esas No : 2002/15332
Karar No : 2003/2070
Tarih : 3.3.2003

ALACAK DAVASI ( Davacı Dünürüne Borç Para Verdiğini Ödenmemesi Nedeni ile Döviz Alacağının Fiili Ödeme Tarihindenki Kur Üzerinden Türk Lirası Olarak Tahsili Talebi )
GELENEK ( Taraflar Arasında Alacağın Senede Bağlanmamasının Gelenek Haline Gelmesinin Gerekmesi )
BİLİRKİŞİ ( Hukuki İlişkinin Senede Bağlanmamasının Gelenek Haline Gelip-Gelmediğinin Uzman Bilirkişi Kurulunun Görüşünün Alınmasının Gerekmesi )
BİLİRKİŞİ GÖRÜŞLERİNİN ÇELİŞKİLİ OLMASI ( Uzman Olmayan Bilirkişilerin Yetersiz ve Çelişkili Görüşlerine Dayanarak Karar Verilmiş Olması )

ÖZET :

Gelenek nedeniyle HUMK.nun 293/4. maddesi hükmüne göre tanık dinlenebilmesi için dava konusu hukuki işlemin devamlı olarak senede bağlanmasının adet ( gelenek ) haline gelmiş olması, bu hususun istikrarlı ( kararlı ) bulunması ve aynı zamanda kamuoyu tarafından bu geleneğe inanılmış olması gerekir. Geleneğin ötedenberi var olduğunun tesbiti için uzmanlık derecesi olmayan bir bilirkişinin düşüncesine dayanılamaz. Bu yönün mahalli ticaret odası, ziraat odası, Belediye gibi ilgili kuruluşlardan soruşturulması ve uzman bilirkişi kurulunun da düşüncelerinin alınması sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA :

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

Davacı, davalı dünürüne 1997 yılının 7. ayında 13.000 Hollanda Florini borç para verdiğini ancak ödenmediğini bildirerek 13.000 Florinin ödeme tarihindeki kur üzerinden TL olarak davalıdan ödetilmesini istemiştir.

Davalı, borçlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne 13.000 Florinin ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi avukat, dünürler arasındaki alışverişlerde senet alınmamasının gelenek vasfında olmadığını, güven ve samimiyete dayandığını bildirmiş, bilirkişi olarak dinlenen Belediye Başkanının da yakın hısımlar arasında senet düzenlenmez şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bu görüşler dikkate alınarak HUMK.nun 293/4. maddesindeki koşulların oluştuğu kabul edilerek tanık dinlenmiş ve tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Gelenek nedeniyle HUMK.nun 293/4. maddesi hükmüne göre tanık dinlenebilmesi için dava konusu hukuki işlemin devamlı olarak senede bağlanmasının adet ( gelenek ) haline gelmiş olması, bu hususun istikrarlı ( kararlı ) bulunması ve aynı zamanda kamuoyu tarafından bu geleneğe inanılmış olması gerekir. Geleneğin ötedenberi var olduğunun tesbiti için uzmanlık derecesi olmayan bir bilirkişinin düşüncesine dayanılamaz. Bu yönün mahalli ticaret odası, ziraat odası, Belediye gibi ilgili kuruluşlardan soruşturulması ve uzman bilirkişi kurulunun da düşüncelerinin alınması sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yetersiz ve çelişkili bilirkişi görüşlerine dayanılarak tanık dinlenilmesi ve tanık sözlerine göre de hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.