Mesajı Okuyun
Old 23-06-2011, 14:19   #7
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Av.Serbay zaten son noktayı koymuş ama farklı olaylar farklı yorumlar da var.

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas : 2006/11169
Karar : 2006/12117
Tarih : 31.10.2006

KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2001 ve 22.06.2001 tarihinde verilen dilekçeler ile katkı payına dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.05.2006 tarihli hükmün Yargıtay'ca tetkiki davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, davalı kocasını dava ederek evlilik birliği içerisinde edinilen 12171 parsel s. taşınmazın birlikte alındığını ve üzerindeki binanın ortak katkıları ile yaptırıldığını ileri sürerek tapusunun iptali ile 1/2 payının adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen davada ise, dava konusu taşınmaz ilk davanın açıldığı tarihte aynı tarih tapuda Dindar E....'e satıldığından, davacı bu satışın danışıklı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/2 payın adına tescilini, bu istemi kabul edilmediği taktirde taşınmazın alımına katkı payının davalı kocası Muzaffer'den tahsilini istemiştir.
Yerel mahkemece davanın reddine dair verilen ilk hüküm Dairemizce, özetle "sair temyiz itirazların reddine, davaya konu taşınmazın arsa ve binaya ilişkin rayiç değer toplamının yarısı katkı payı istenmiş olmakla davacının bu istemi emek ve katkısının tazminen tahsili istemine ait olduğundan davacının bu istemi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davacının dava konusu taşınmazın alımına maddi katkısının kanıtlanamadığı, ev hanımı olduğu ve herhangi bir gelirinin bulunmadığı gerekçesi ile katkı payının ödetilmesi isteminin de reddine karar verilmiş; hükümü davacı temyiz etmiştir.
Dosya kapsamı ve bütün delillerden, evlilik birliğinin kurulmasından sonra davalı koca Muzaffer'in seyyar olarak kuruyemişçilik yaptığı, davacının ise ev hanımı olduğu ve evin sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır. Davalı kocanın çalışarak ürettiği artı değeri hane gelirine kattığı gibi, davacı Fadiye'nin de kendi emek ve gücü ile ev işlerine katkı sağladığı açıktır. Davacı kadının başka bir işte çalışmadığı gerekçesi ile bu katkı ve emeğini gözardı edilerek evlilikten sonra edinilen dava konusu taşınmazın davacı kocanın geliri ile edinilerek üzerine bina yaptırıldığını kabul etmek hayatın olağan akışına uygun düşmez. Somut olayda, davacı eşin müşterek haneye bakımda ilgisizlik ve beceriksizliği ileri sürülmediğine, evlenme gününden itibaren geçen 25 senelik müşterek hayatta haneyi dışladığına ait bir tavrı da bildirilmediğine göre davaya konu taşınmazın alımında ve üzerindeki binanın yapılmasında davacı Fadiye'nin belirli bir oranda katkısının olduğu ortadadır. Mahkemece yapılacak iş; tarafların bu çalışma ve üretim biçimleri de dikkate alınarak dava konusu taşınmazın alımına ve üzerindeki binanın yapımına davacının katkı oranı yüzde olarak uzman bilirkişiye hesaplatmak, belirlenen bu katkı yüzdesi taşınmazın değerine oranlanmak suretiyle tazminat istemini hüküm altına almak olmalıdır. Bütün bu yönler gözardı edilerek tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istem halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 31.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kaynak : Corpus Arşiv