19-12-2006, 00:56
|
#8
|
|
Feministler güzel olmayan, sosyal ilişkileri zayıf, sosyal statüleriyle – ahlaklı kadın olmak, iyi eş olmak, iyi anne olmak- tatmin olmayan kadınlar olarak görülmektedir. Güzel kadınların erkeklerle ve toplumsal değerlerle sorunları yoktur. En azından erkekler için durum böyledir.
Oysa ki Türkiye’de feminist hareket, ilk olarak bu statü durumlarının iyi eğitimli, “iyi aile” kadınları tarafından tartışılmasıyla başlamıştır. “İyi eş, iyi anne” nasıl olunur? Sorularına cevap arayan birçok yazı, kadın yazarlar tarafından çeşitli dergilerde tartışılmıştır.
Türkiye’de 1980’li yıllara gelindiğinde askeri darbenin de yarattığı politik boşluğun etkisiyle çıkış yolu bulan ikinci dalga feminist hareketini ateşleyenler de aynı şekilde iyi eğitim almış, sosyal statüleri ve mesleksel yaşamları olan kadınlardı. Bunları “küçük burjuva kadınlar” olarak adlandırmak istiyorsak, bu şekilde adlandırmakta sakınca yoktur.
Feminist hareketi başlatan kadınlar “özgürlüklerini” elde etmiş kadınlar olarak görünebilir. Bilinmelidir ki bu kadınlar feminist mücadeleye, bu toplumda kadın olmaktan kaynaklı sorunlarla kendileri de karşılaştıkları için başlamıştır. Verilen mücadele aynı zamanda kendi özgürlüklerinin mücadelesidir.
Feministlerin- yani kendilerini kurtarmış gibi algılanan kadınların, başka kadınlar adına "sokaklara çıkıp bağırmak", "can sıkıntılarını gidermek" gibi amaçlarla yola çıktıklarını düşünmek, yapılanları görmemek demektir.
|
Alıntı: |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu hareketin başarıya ulaşması ve toplum nezdindeki kötü (varsa) imajının silinmesi ancak örgütlü, eğitimli, doğru, amacını ve ne yaptığını bilen, üretgen, hedef kitleye ulaşabilen kadrolarla mümkündür |
|
|
|
|
|
Bu nedenle, geçen 25 yıl boyunca sürdürülen kadın politikaları ve eylemlerle birlikte bugün hareketin geldiği nokta, hedef kitleye - kadınlara ulaşan, yaptırım gücü olan, kendilerine fikir danışılan ve yasal değişiklikler üzerinde etkili olabilecek kamu oyunu oluşturan durumdadır.
|
Alıntı: |
|
|
|
|
|
|
|
|
Feministlerin toplum nezdinde kötü imajı var mı? Varsa neler? Gerekçesi? |
|
|
|
|
|
Evet. Çünkü feministler yüzünden yasalar yeniden gözden geçirildiği için, karşı konulmaksızın süregiden egemenlik sorgulandığı için, kamusal yaşamın alanları paylaşılmaya başlandığı için, “iyi anne, iyi eş” olmanın dışında iyi patron, iyi çalışan, iyi yönetici olunmaya başlandığı için “kötü imaja” sahip olunmaktadır.
Arı kovanına çomak sokmanın cezası “kötü imaj” dır.
Saygılarımla.
|