Mesajı Okuyun
Old 13-06-2011, 16:58   #10
ismailduygulu

 
Rahatsiz KesİnleŞmİŞ HÜkÜm Nedenİyle Sebepsİz ZengİnleŞme

Ortaklığın giderilmesi davasında, mahkemenin kısa kararı ile 50.900,00 TL. olan arz bedeline karşın, 17.173,60 TL. muktesad bedeli belirlenmiş ve satış bedelinin 0,2522799 oranının muktesad bedeli olarak gözetilip, tarafımıza ödenmesine karar verilmiş iken, gerekçeli kararın gerekçe kısmında da aynı oran tekrar edilmesine rağmen, her nasılsa, hüküm kısmında bu muktesad oranı, 0,151799 olarak yazılmıştır.

Kısa karara güven duyularak, gerekçeli karardaki yanlışlık gözden kaçmış ve karar tebliğden itibaren 8 günlük sürede temyiz yoluna başvurulmamış ve satış memurluğu aşamasında, kısa karar ile gerekçeli karardaki farklılık anlaşılmış olup;

Bu nedenle,
1-Kararın tavzihi istenilmiş ise de, reddedilmiştir. Red temyiz olunmuş, Yargıtay onamış, karar düzeltmeye başvurulmuş bu da reddolunmuştur.
2-Yargılamanın iadesi yoluna başvurulmuş ise de, bu dahi reddolunmuştur.

Neticede kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmındaki farklılığa rağmen, kararı süresinde temyiz etmediğimizden kesinleşmiş bir karar niteliğine bürünmüştür.

3-Kanun yararına bozulması için yaptığımız başvuru ise TC. Adalet Bakanlığı tarafından uygun görülmüş ve Yargıtay C. Başsavcılığı'na yazılan yazı sonrasında, Yargıtay 6. HD. tarafından istem kabul edilmiş, yerel mahkeme kararı, 26.01.2011 tarihli, 2011/11320 E. ve 2011/655 K. sayılı ilam ile -kanun yararına- bozulmuştur

Şimdi elimizde süresinde temyiz olunmadığı için kesinleşmiş bir karar ve kanun yararına bozma kararı var.

Mahkeme satış memurluğu taşınmazı, üzerindeki muktesatlarıyla birlikte sattı. Satış aşamasında, mahkemenin kesinleşmiş kararı uyarınca,0,2522799 oranı yerine 0,151799 oranı uygulanarak muktesad bedeli payı ödenecek.

Neticede, satış bedelinin 0,2522799 oranı yerine, 0,151799 oranının muktesat bedeli olarak tarafımıza verilmesi söz konusu olacağından, toplam satış bedeli 222.500,00’nin %10, yani 9.315,25 TL. fazlası diğer hissedara haksız yere ödenecek ve bizim bu miktar zararımız olacaktır.

Şimdi, yargılamanın iadesi yoluna başvurulabilir mi?
HUMK. m. 445’in şartları görünmüyor.

Sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı dava ikame olunabilir mi?
HUMK. m. 237’ye göre kesin hüküm itirazı olabilir.

Hakim aleyhine tazminat davası açılabilir mi?
Hakimin kasten böyle bir karar verdiğine dair kanıt ortaya konulamaz ise, davanın reddedilme ihtimali yüksek.

Sizin görüşünüz nedir, elinde farklı bir Yargıtay kararı olan var mı?