Mesajı Okuyun
Old 17-12-2006, 18:00   #30
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
İLKİNC
Bunların hepsi gerçek mi? O zaman bu tip cezaevlerinin amacı ne ki? Bunları yaşayan insan ıslah olmaz ki.Peki denetim yok mu? İnsan hakları kapsamı...

Sayın İLKİNC,

Reyhan isimli bitkiyi bilir misiniz? Ben tanıyalı daha 2 yıl oldu. Vişne rengiyle, hoş kokusuyla salatalara katılan bir bitkidir. Özellikle mevsim salatasına koyduğunuzda salataya bambaşka bir tat verir. Akşam yerseniz, sabah kalktığınızda o hoş kokunun nefesinizde halen mevcut olduğunu görürsünüz. Şahsen mideme de iyi gelmektedir. Bu bitkinin tüm bu iyiliklerine karşılık ben bir kötülğünü görmedim. Hele hiç yıkıcı ve anarşist gibi durmamaktadır.

Ama...İzmirli bir avukat arkadaşım telefonda, F tipi cezaevinde hücresinde Reyhan yetiştiren mahkumun bitkisinin alındığını söyleyince donup kalmıştım. Kaynak var mı dedim. ÇHD İzmir Şubesinin web sitesinde yazıldığını söyledi. Ancak sitede bir problem olduğu için giremedim. Mahkum "en çok reyhanı almalarına üzüldüm" demiştir.

Diğer mesajınızda ise, F tipi cezaevleri ile ilgili olarak derste farklı şeyler okuduğunuzu yazmışsınız.Bir önceki mesajımı okuyun lütfen...Orada cevap verilmiştir.

Alıntı:
Mesaj Sahibi:ömer adaleti
Alıntı:


Sayın arkadaşlarım,elbette bir insan göz göre göre ölüme terkedilemez eğer bu toplumsal bir olaysa,yok eğer toplumsal değilde,o toplumun sadece bir kısmını ilgilendiren ve onların politik görüşlerini içeren bir mesele içinse,ben bir şey diyemem.Acaba başka ölümler karşısındada,haksızlıklar karşısındada,gözlerimizin önünde; topluma faydalı olacakken,aymazlar ve vurdumduymazlar tarafından yıkılan fidanlar için neden ağıtlar yakılmıyor,protestolar edilmiyor.


Sayın ömer adaleti,

Siz acılı bir babasınız. Toplumu sizin acınızı paylaşmamakla, sorununuza çare bulmamakla suçlarsınız. Ama mesajınızda "o toplumun sadece bir kısmını ilgilendiren mesele içinse" demektesiniz. İşte sorun da burada yatmaktadır. Siz kendi meselenizi öne çıkarıyorsunuz, bir başkası da kendi meselesini...Oysa meseleler toplandığında asıl mesele ortaya çıkmaktadır. Herkesin derdi ortak olmalı: insan haklarına dayalı bir hukuk devleti...

Siz acılı bir babasınız...Ben daha önce (Başlatmış olduğunuz forumda) yazdığım gibi sizi teselli edecek kelime bulunamaz. Peki aşağıda alıntısını yaptığım yazıdaki babayı siz teselli edebilir misiniz? Yoksa kendisine"senin meselen toplumun bir parçasını ilgilendirir kardeşim" der misiniz? Çocuğu cezalandırdık diyelim, babaların annelerin ne günahı var?

Alıntı:
NİYAZİ Ağırman Kandıra F tipi hücrede hayatını kaybeden Volkan Ağırman'ın babası.

Tecriti en yakından yaşayan bir baba. "Tecriti en iyi ifade eden Volkan'dı. En iyi anlatan.... Çünkü canıyla ödedi" diyen Ağırman şimdi de Tekirdağ F tipinde kalan kardeşi Cemel Ağırman için mücadele ediyor. Ben iki tane çocuğumu kaybettim bir de kardeşimi kaybetmek istemiyorum" diyor.

Niyazi Ağırman tecriti ve tecritte kaybettiği oğlu Volkan Ağırman'ı anlattı:

Benim oğlum 19 Aralık operasyonuyla Kandıra'ya götürüldü. Orada hücrede tek kalıyordu. Görüştüğümüzde diyordu ki "bir insan sesine bile hasretim."

Tecrit isterse altın kaplama olsun, orada bir yalnızlık var. Tecrit yalnızlık demek, insansızlık demek. İnsan toplumsal bir varlık olduğu için bir şeyler paylaşmak ister, sevincini hüznünü, kederini her şeyini. Orada bunların hiçbiri yok
. Tecrit oğlum Volkan'ın canını alan bir azrail. Oğlum 15 Temmuz 2002'de ölü bulundu. 'Hücresinde kendini asmış' ya da bilinmiyor kimin astığı. Oğlum üç kişilik hücrede tek başına kalıyordu. Hiç insan yüzü görmüyordu. Gerçekten bunaldı kendini mi astı yoksa başka şeyler mi var işin içinde bilmiyorum. Tecrit olmasaydı, arkadaşlarıyla birlikte yaşıyor olsaydı, şimdi oğlum yaşıyor olacaktı. Ben de evlat acısı çekmemiş olacaktım.

Ölmeden 25 gün evvel görmüştüm Volkan'ı. Annem ve kız kardeşim de bir hafta evvel. Gayet iyiydi. Bizi gördüğü için iyiydi, insan gördüğü için iyiydi. Yalnızlık öldürdü onu, tecrit öldürdü. Hikmet Sami Türk bir odaya girsin tek başına alsın günlerce. Bakalım nasıl oluyor. Başka yere de gitmesine gerek yok kendi evinin içinde bir oda da günlerce insansız yaşasın. Sonrada tecrit var mı yok mu anlatsın.

Tecriti en iyi ifade eden Volkan'dı. En iyi anlatan... Çünkü canıyla ödedi.

Şimdi Kardeşim Tekirdağ f tipinde yatıyor. Cemal Ağırman. Biz İstanbul'dayız. Onca yol, onca arama sonrasında da 1 saat görüşme. Camın arkasında telefonla konuşabiliyorsun. Kardeşim Hiper-tansiyon hastası. Onu hiçbir yere götürmemişler. Bunu ilettim... Bazen ilaçlarını vermiyorlar. Kardeşimin durumu iyi değil. Ben iki tane çocuğumu kaybettim bir de kardeşimi kaybetmek istemiyorum. Tecrit kalksa böyle bir sorun kalmayacak. Öncelikle Cemil Çiçek kardeşimin durumuna baksın bakalım tecrit var mı yok mu. Cemal Ağırman ile konuşsun.

Sivil toplum kuruluşlarından kişiler geliyor ama sadece adli tutukluları görebiliyor. Siyasilerle görüştürmüyorlar. Bunun için insanlar 7 yıldır direniyorlar. 122 kişi can verdi. 600'den fazla kişi sakat kaldı. Avukat Behiç Aşçı ölüm sınırında.
http://birgun.net/bolum-57

Saygılarımla