Mesajı Okuyun
Old 09-06-2011, 14:40   #5
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Bence bu sorunun net olarak cevaplanabilmesi için ilk delil listenizin ve hatta dosya kapsamınızın içeriğini iyi bilmemiz ve ayrıca sunacağınız delilin niteliğini bilmemiz gerekir.

Zira ilk delil listenizde genel beyanlarla bir delilden bahsetmiş ardından bunun ayrıntısını sunuyor da olabilirsiniz. Yahut yeni ortaya çıkmış bir delil söz konusu ise bunu da ayrıca değerlendirmek gerekir. Fakat ben, bahsini ettiğiniz delil, davanın seyrini değiştirecek nitelikte ise o delilinizi her halukarda sunun derim. Ancak siz savunmanızı ya da iddianızı tamamen değiştirmeye yönelik hareket edip davayı yeni bir yola sokmaya çalışırsanız bu nitelikteki delil sunma isteğinizin de kabul edilmemesi yahut karar verilirken dikkate alınmaması gerekir diye düşünüyorum. Elbette bu şekilde bir durum davanın/savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalır.

Bir iki karardan alıntılar yapıyorum:

Alıntı:

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 1988/4303 K. 1989/38 T. 18.1.1989

• ALACAK DAVASI ( Yönetim Kurulu Üyelerinin Zimemtine Para Geçirdiği İddiası )

• SÜRESİNDE VERİLEN DELİL LİSTESİ( Delillerle İlgili Belgenin Sonradan Mahkemeye İbrazı )

• YENİ DELİL SUNMA OLARAK KABUL EDİLMEME ( Delillerle İlgili Belgenin Sonradan Mahkemeye İbrazı )

• MURAHHAS ÜYE ( Ödenen Ücretin Hesaplarına Borç Olarak Kaydedilmesi )

6762/m.332,336

1086/m.180,195,200

ÖZET : Süresinde verilen delil listesindeki, delillerle ilgili belgelerin sonradan mahkemeye ibrazı, yeni delil sunma olarak kabul edilemez. Murahhas üyelere ödenen ücretin, hesaplarına borç olarak kaydı nedeniyle, bilirkişiden bunların dışında zimmete geçen para olup olmadığı sorulmalıdır.





Yahut bazı durumlarda hakimde tam bir kanaat oluşmamışsa da taraflardan ek hususlar sorulabiliyor, bu konularda yeni delil istenebiliyor.


Alıntı:

T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 1992/6-710 K. 1993/6 T. 27.1.1993

• TAHLİYE ( Almanya'da çalışan işçinin yazlık ihtiyacı )

• YAZLIK İHTİYACI ( Tahliye )

• ALMANYA'DA ÇALIŞAN İŞÇİNİN YAZLIK İHTİYACI

6570/m.7/b

ÖZET: Konut ihtiyacı geçici olmayıp sürekli bir ihtiyaçtır; ancak yazlık ihtiyaçları için bir ayrıcalık tanınmış, yazlık ihtiyacı sürekli konut ihtiyacının devamı şeklinde nitelendirilip tahliye sebebi olarak kabul edilmiştir.

Almanya'da çalışıp yazları Türkiye'ye gelen davacının bu sürede doğan ihtiyacını ileri sürerek açtığı dava da; iddia ve savunmaya göre davacının evli olup olmadığı, yazı babasının yanında geçirme imkanı vs. araştırılıp yazlık eve gerçekten ihtiyacı olduğu tesbit edilmeden tahliye kararı verilmesi isabetsizdir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersın 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 28.11.1991 gün ve 1991/1165- 1991/1467 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 24.2.1992 gün ve 2235-2554 sayılı ilâmı:

( ... Davacı yurt dışında çalışmakta olup kesin döndüğünden veya döneceğinden bahsetmeksizin sadece yazın tatilini geçirmek için çocukları ile birlikte geldiğinde konut sıkıntısı çektiğim ve bu sebeple dava konusu taşınmaza ihtiyaç duyduğunu ileri sürüp tahliye istemiştir.

Davalı davayı kabul etmemiş ve davacı tanıkları iddiayı doğrulamış iselerde davanın çözümünde delillerden önce iddianın irdelenmesi önem taşımaktadır.

6570 sayılı Yasa'da kendisimn eş ve çocuklarının konut ihtiyacı için kiralayana ve uygulama ile mal sahibine tahliye hakkı tanınmıştır. Burdaki konut ihtiyacı geçici olmayıp sürekli bir ihtiyaçtır. Bunca senelik uygulamalarda bu doğrultuda sürdürülmüş, geçici ihtiyaç tahliye sebebi kabul edilmemiştir. Ancak yazlık ihtiyaçları için bir ayrıcalık tanınmış, bugünkü yaşam tarzının yazlık ihtiyacı sürekli konut ihtiyacının devamı olarak kabul edilmiştir. Bu kabuldeki temel unsur hem muhit itibari ile hem de mimarı yapı itibari ile taşınmazın yazlık niteliğinde değilse yazlıklar için kabul edilen ayrıcalığın uygulanması mümkün değildir. Olayda bu esaslar incelenmeden tahliye kararı verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda dırenilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kiralayanın ihtiyaç sebebine dayalı boşaltma istemine ilişkindir. Davacı, 15 yıldan beri yurt dışında çalışmakta olup, kesin dönüş yapmamıştır.

Belirtmek gerekir ki, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun, özü itibari ile sosyal amaçlıdır. Bu niteliği gereği de ekonomik yönden daha güçsüz olan kiracıyı, kiralayana karşı koruma eğilimi taşımaktadır. Ancak, temel hak ve hürriyetlerden olan mülk edinme hakkının özünü zedelemekten çekinilmesi ve akit serbestisinin korunması gereği de, gözardı edilmemesı icab eder. 0 itibarla her olayda uyuşmazlık kendisine özgü koşulları içerisinde 5670 sayılı Kanun ile güdülen amaç ve mülkiyetin kullanılması hakkı ile bir denkleştirmeye tabi tutularak çözüme ulaşılmalıdır. Somut olayda, davacı her sene yurda geidiğinde otelde kaldığını ileri sürmesine karşın, davalı taraf davacının kiralanan dışında iki evinin bulunduğunu savunmuş, dinlenen tek tanık da davacının babasına ait evin mevcut olduğunu ifade etmiştir. Ancak davacının evli olup olmadığı çocuğunun bulunup bulunmadığı dahi belirlenmediği gibi tanıkça ifade edilen babası evinin nerede bulunduğu ve evde daimi kalan aile bireyleri itibari ile davacının da rahatlıkla kalabilmesine elverişli olup olmadığı yeterince araştırılmamıştır. İddia ve savunma doğrultusundaki bu ileri sürüşler incelenmeden davacının, ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olduğunun kabulüne imkan olmadığı açıktır. Bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan da uyuşmazlığın niteliğine göre sağlıklı ve hukuksal bir sonuca ulaşılamaz. Davada dinlenen tek bir tanıkla davanın kabul edilmesi doğru değildir. Bu durumda dinlenen tek tanığın ifadesi de kanaat vermekten uzak olduğuna göre, taraflara iddia ve savunma dairesinde yeniden delil gösterme olanağı sağlanarak gösterdiklerinde bunların toplanması ve yukarıda açıklanan esaslar dairesinde değerlendırilmeye tabi tutularak ihtiyacın gerçek ve samimi olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin önceki kararda direnilmesi doğru değildir. 0 halde usul ve Yasa'ya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda göşterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi.

Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası




İyi çalışmalar dilerim,