Mesajı Okuyun
Old 08-06-2011, 09:42   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

14.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/6259
Karar: 2006/7652
Karar Tarihi: 28.06.2006


ÖZET: Kanunda öngörülen sınırları aşan sözleşmeler veya bunların devri hakkında tanık dinlenme olanağı yoktur. Bu gibi hallerde kira sözleşmesinin varlığı ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Somut olayda; mahkemece bu olgunun gözetilerek davalının tanık dinletme isteminin reddedilmesi isabetlidir.

(1086 S. K. m. 288)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.10.2004 tarihinde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.9.2005 tarihli hükmün Yargıtay’ca tetkiki davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatı istemlerine ilişkindir.

Mahkemece istem kabul edilmiş, hükmü davalı şirketler temyiz etmiştir.

Davacının dayanağı 1412 parsel s. taşınmazın maliki dava dışı Mehmet Altıntaş ile yapılan 1.12.1993 başlangıç günlü kira sözleşmesidir. Dava konusu taşınmazın anılan kira sözleşmesi kapsamında kaldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.

Her ne kadar davalı yan davacının kiracısı olduğu taşınmazın onun ortağı bulunan şirketin borçları sebebiyle sözlü anlaşmayla davacıdan devralınarak kullanmakta olduğunu savunmuşsa da; buna ait yazılı bir delili ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgesi bulunmamaktadır.

Gerçekten mahkemece doğru olarak saptandığı üzere özel kanun hükümleri saklı kalmak koşuluyla gerek taşınırların ve gerekse taşınmaz mallara ait kira sözleşmelerinin veya bunların devrinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabilir. Sözleşmenin yazılı yapılması buna dayanan tarafa ispat kolaylığı sağlar. Ne var ki; kira ilişkisi bir hukuki fiil (vaka) değil bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine ya da ortadan kaldırılmasına neden olma özelliğinden dolayı bir hukuki işlem (muamele) dir. Bu yüzden HUMK. nun 288. maddesinde ön görülen sınırları aşan sözleşmeler veya bunların devri hakkında tanık dinlenme olanağı yoktur. Bu gibi hallerde kira sözleşmesinin varlığı ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Somut olayda; mahkemece bu olgunun gözetilerek davalının tanık dinletme isteminin reddedilmesinde de, bir yanılgıdan bahsedilemez. Dava konusu taşınmazın halen geçerliliği koruyan taşınmaz malikince yapılan sözleşme uyarınca davacı gerçek kişiye kiralandığı davacı tarafından kanıtlandığına göre istemin yazılı şekilde hükme bağlanmasında bir yanılgı yoktur.

Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve bütün dosya içeriğine göre davalıların temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı