Mesajı Okuyun
Old 30-05-2011, 13:31   #4
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Şayet siz, marka tescil başvurunuzu yaptıysanız ve 10 aylık bir süre geçtiyse zaten markanız bültende yayınlanmış demektir. Muhtemelen şu anda itiraz sürecinde yahut noksan tamamlama aşamasındasınız.

556 S. KHK m.9/son fıkra uyarınca;
"Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Marka tescil başvurusunun bültende yayınlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez." şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu doğrultuda maddi-manevi tazminat davanızı Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde açmanız mümkündür. Ayrıca manevi tazminat ile "itibar tazminatı" tamamen ayrı kavramlar. Bu bakımdan 556 S. MarkKHK'yı ve Yargıtay kararlarını iyi incelemenizi öneririm. Bunlar farklı kalemler halinde isteniyor ve "itibar tazminatı"na çok zor ve nadiren hükmolunuyor.

İtibar tazminatı yönünden düzenleme m.68'de yerini bulurken, maddi ve manevi tazminat kalemleri m.62'de düzenlenmiştir.

Alıntı:


MARKANIN İTİBARI

MADDE 68 - Marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu nedenle, ayrıca tazminat isteyebilir.

İtibar tazminatını, manevi tazminat ile karıştırmamak gerekir. İtibar tazminatına neden olarak gösterilebilecek olan koşullar; kötü üretim, uygunsuz tarzda piyasaya sürme, markanın kötü şekilde kullanılması gibi sebeplerle markanın itibarının zarara uğratılmış olmasıdır. Oysa manevi tazminatta şahsiyete ilişkin hakların, (şirket için de olsa) şirkete ilişkin güvenin,imgenin zedelenmesi , tecavüze uğraması söz konusudur. Yani manevi tazminat istemek için illa ki kötü üretim olması gerekmez, tecavüz edenin markaya kusurlu olarak tecavüz etmiş olması yeterlidir.

Sizin buradaki avantajınız davalınızın eski bir çalışanınız olmasıdır.Zira kötü niyeti açık şekilde ortadadır. Manevi tazminat miktarını şirketin geçmişini, piyasada yarattığı güveni, karşı yanın tecavüz faaliyetlerinin kapsamını düşünerek değerlendirebilirsiniz. Burada değerlendirmeyi yapacak olan tamamen siz ve müvekkilinizsiniz. Bu konuda şu şudur, bu kadar isteyin demek hiç doğru olmaz. Sadece müvekkilinize talebinizin olumsuz neticelenmesi halinde doğabilecek sonuçları anlatın, kazancının ve kaybının ne kadar değişebileceğini açıklayın ve kararı kendisine bırakın. Kişisel görüşümü sorarsanız az bile olsa bir miktar manevi tazminat mutlaka isteyin. Zira marka tecavüzü olduğu tespit edildiği hallerde, çok genel olarak manevi tazminata hükmolunmaktadır. Bu tamamen hakimin takdirine bağlı bir husustur.

Ayrıca tüm bunların yanında TTK haksız rekabet hükümlerini de davanızı açmadan önce değerlendirin ve dilekçenizde yer verin.

Yine anladığım kadarı ile işletme adına da tecavüz söz konusu. Buradan hareketle;
şayet tarafların ticaret unvanları da karıştırılacak kadar benzer ise ticaret unvanının terkinini de talep edebilirsiniz.

Alıntı:
TTK m. 54; Ticaret unvanı kanuna aykırı olarak başkası tarafından kullanılan kimse, bunun men'ini ve haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ve zarar görmüş ise, kusur halinde bunun da tazminini istiyebilir

İyi çalışmalar,