Tecrit; insanı, insana yabancılaştırmak ve böylece kendine de yabancılaştırmak amacıyla uygulanmaktadır. 'suçluyu kazıyın altından insan çıkar' düşüncesinin ve ceza hukukunun asıl amacı olan ıslahın tam tersi bir uygulamadır.Kişiyi savunmasız, tek başına bırakarak fiziksel ve psikolojik sorunlarla iradesini kırmak, düşüncelerinden vazgeçirmeye çalışmaktır. ıslah,suçluya karşı değil, düşünceye karşı uygulanan bir araçtır tecritte.
yani düşünceyi öldürme amaçlıdır. Kişiyi düşlerinden, amaçlarından, fikirlerinden, yaşama sevincinden ayırmaktır. Fiziksel ve psikolojik sorunlar ortaya çıkartarak imha etmek amaçlıdır. Tecrit, bir imha politikasıdır. Ceza hukuku ilkeleri ile bağdaşmaz, insanın insana muhtaç olduğu gerçeğini yadsıyarak, insanı insandan ve kendinden uzaklaştırma gayesi güder. bunu yaparken de kasıtlıdır, tecrit. Doğrudan kast vardır saikinde, başka güdülemlerin etrafında gelişmez bu durum.
Sayın ( aynı zamanda hemşerim ) Abdülkadir Yıldız'a seslenmek istiyorum:
Bu ülkede sebebini anlayamadığım şöyle bir kanı var:
mesela hayvan severlere şöyle bi eleştiri yapılır: 'önce insan haklarını savunun!'
eylem yapan üniversiteliye: 'önce okulunu bitir!'
neye göre neyin ayrımını yapıyoruz? savunulacak değerler hiyerarşisi yapmak yanlış,yanlış olan her şeye heran karşı çıkılabilmelidir.. 'önce bunu savun da sonra sıra ona gelir..' mantığı yanlıştır..
Baro'nun eylemine gönülden destek veriyorum.