Mesajı Okuyun
Old 09-05-2011, 09:12   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı 2

Eldeki Veriler:

1.Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi:


1)Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin dayanağı, 818.s.BK.nın 22.maddesidir.

2)Bu sözleşme ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcının bu edimini yerine getirmemesi halinde, vaat alacaklısı TMK.m.716.’dan yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin hükmen geçirilmesini mahkemeden isteyebilir.

3)Öte yandan, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. Maddesine göre, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi halinde, sözleşmeyle kazanılan şahsi hakkın taşınmaza sonradan malik olanlara karşı ileri sürülme olanağı vardır (5 yıl içinde satış yapılmaz ise şerh, tapu sicil müdürlüğü tarafından re'sen terkin edilir. Şerh, süresi dolduktan sonra terkin edilmez ise, şahsi hakkın bu şerh ile etkisi kuvvetlendirdiğinden üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir iken artık bundan sonra satış vaadi alacaklısına sadece kişisel hak sağlayabilir.14. HD.E. 2010/1193,K. 2010/3454,T. 30.3.2010).

4)BK.m. 213., TMK.m. 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gerekir.Sözleşmenin geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınmıştır, iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür.

5)“Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan "dürüst davranma" kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez.”(14.HD.E.2009/1955,K.2009/2878,T.9.3.2009).


Mola...