Mesajı Okuyun
Old 27-04-2011, 13:27   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın üye(ler),

Garanti sözleşmesi, asıl sözleşmeden bağımsız yeni bir sözleşme olup, asıl sözleşmenin akıbetine tabi değildir. Bu itibarla bir kişinin taraf olduğu -başka- bir sözleşme için diğer tarafa karşı garanti sözleşmesi ile borç yükümlenmesi mümkündür. Böyle bir garanti geçerli olup, asıl sözleşme temelinde örneğin sözleşmenin şekil nedeniyle geçersizliği halinde bile riskin yerine getirilmesi asıl sözelşmeden bağımsız garanti sözleşmesi çerçevesinde garanti edenden istenebilir.

Özetle sözleşmede garanti alan ve garanti veren şeklinde iki taraf olduğu sürece, herhangi bir olay, fiil veya sözleşme konusu taahhüt garanti edilebilir. Aynı durum bir bankanın, bankanın taraf olduğu bir sözleşme için karşı tarafa teminat metubu vermesi bakımından da düşünülebilir. Her ne kadar Bankalar, hem borçlu hem de lehdar sıfatıyla alacaklı olarak kendi kendine teminat mektubu verememekteyse de bunun nedeni, garanti sözleşmesinde iki tarafın bulunma zorunluluğundandır.(Düşüncesindeyim)

Alıntı:
Yazan Av. Adnan Koray
İnsanın kendi fiilini garanti etmesi biraz tuhaf olur. Üçünçü kişinin yaptığı şey, garantidir. )

Bilindiği üzere Garanti sözleşmesi kanunda özel olarak düzenlenmemiştir. Uygulamada ve öğretide (kural olarak kişinin kendi eylemini garanti etmesi pek rastlanan bir olay olmadığı için), 3. kişinin fiilini taahhüt kapsamında ele alınmaktadır. Oysa her sözleşme BK.19-20'ye ve diğer kanunlardaki emredici hükümlere aykırı olmadıkça geçerlidir.BU itibarla garanti sözleşmesinin de "garanti veren" ve "garanti alan" şeklinde iki ayrı tarafı olduğu sürece, asıl borçtan ve hatta "asıl borçludan" bağımsız şekilde borç doğurması mümkündür.