Mesajı Okuyun
Old 13-12-2006, 00:26   #9
Gemici

 
Varsayılan

Bazı akıllılar çıkıp ta Hakim Bey kadının yıpranmış olduğunu 18 gün sonra mı fark etti, o zamana kadar neredeydi, kadını tanıması ile evlenme mumamelelerinin yapılması arasında belirli bir süre geçmiştir, bu süre içinde neden fark etmedi diye fikir yürütebilir. Hemen belirtmek gerekir, bu türden gerekçelerle Hakim Beyi etkiliyemezsiniz, kadının ‘yıpranmış’ olduğunu belirtmekle, olayın hukuki yönüne iyice vakıf olduğu anlaşılıyor. Yıpranmayı burada ‘ayıplı’ anlamında kullanıyor anlaşılan. „ yıpranmış„ veya „ayıplı„ tanımlamaları bizi olaya uygulayacağımız hukuk kaynağına oldukça yaklaştırıyor. Evet... bildiniz olayımıza uygulanacak kanun „ TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’ dur“ Kanunun uygulanacak hükmü ise 9/A Maddesinin düzenlediği ‘Mesafeli Sözleşmeler’dir. Özellikle internet üzerinden yapılan sözleşmeleri düzenlemek için getirilen bu madde, evimize, işyerimize kahvelere ve daha birçok yere bilgisayarı ve bu arada interneti getiren teknik ilerlemenin bir sonucudur. Chat denen elektronik haberleşme vasıtasıyla kurulan evlilik mesafeli sözleşmelerin birçok özelliğini taşıyor. Fazla detaya girmek istemiyorum, isteyen aşağıya alıntıladığım kanun maddelerinden olayın detaylarını çıkarabilir.

Kanun’un kıyas yolu ile olaya uygulanması biraz zor biliyorum; Herşeyden önce çözülmesi gereken uygulama sorunları var. Örneğin:
1. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulama alanı satıcı ile tüketici arasındaki anlaşmalardır. Hakim’in kendisini tüketici olarak gördüğü açık seçik ortada, asıl sorun söz konusu kadınının ‘satıcı’ olarak nitelendirlip nitelendirilememesinde yatıyor.
2. Sözleşmeden dönmek için gereken 30 günlük süreye uyulmuş. Hakim kişiden süreyi geçirmesi zaten beklenemez!
3. Önemli diğer bir konu, kadını mal olarak mı, yoksa hizmet olarak mı nitelendireceğimiz. Bu konu bir yerde akademik bir konu aslında, kadını ne olarak nitelendirirsek nitelendirelim, sonuç değişmez.
4. Sayın Hakim’in görüşüne göre kadın yıpranmış, yasanın tabiri ile ‘ayıplı’. Zamanında yıpranmışım ‘özürlüyüm’ deseydi mesele yoktu. Demediği için de Sayın Hakim sözleşmeden dönüyor. Ayıbı görebilmesi için 18 gün mü gerekliydi diye bir soru yersiz, kanunun öngördüğü sürelere uyulmuş.

Not: Evlilik, en azından kurulduğu an, ömür boyu süreceği beklenerek kurulan bir kurumdur. Buna rağmen, özellikle son zamanlarda, ömür boyu süreceği beklentisi ile kurulan birçok evlilik boşanmayla sonuçlanmaktadır. Boşanma, eşlerin birbiri ile yaşaması olanaksızsa, yaşamı her iki eş için cehenneme çeviren bir evlilikten daha iyidir bence.

Chat veya internet üzerinden gerçekleştirilen evlilikler yürür yahut ta yürümez diye herhangi bir kural da yoktur; Diğer yollardan kurulan evlilikler de boşanmayla sonuçlanıyor çoğu zaman. Önemli olan boşanma anında bile insanların eşlerinin onurlarını ayaklar altında süründrümemeleridir.

Saygılarımla


Alıntı:
TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
c) Mal: Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları,
d) Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti,
e) Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi,
f) Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri,
MADDE 4. - 4077 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ayıplı Mal
Madde 4. - Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.
Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.
.....
Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.
Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz.
Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir.
MADDE 5. - 4077 sayılı Kanuna 4 üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
Ayıplı Hizmet
MADDE 4/A. - Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilânlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir.
Tüketici, hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde bu ayıbı sağlayıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarına sahiptir. Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 4 üncü maddede belirtilen şartlar çerçevesinde tazminat da isteyebilir. Sağlayıcı, tüketicinin seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
....
Mesafeli Sözleşmeler
MADDE 9/A. - Mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmelerdir.