Mesajı Okuyun
Old 18-04-2011, 19:07   #18
ahmet şahin

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım. Olasya bakış açılarının çoğu hayret verici.Sadece yukarıda bir arkadaşımın avukatın şikayetten vazgeçme gibi bir zorunluluğunun hukuki temelini sorgulaması üzücü. Çünkü yok.Böyle bir yükümlülük yok.Ekte TBB disiplin kurulu kararını sunuyorum.
TBB DİSİPLİN KURULU KARARI
Tarih - Esas No - Karar No Konu
T. 07.02.2009
E. 2008/485
K. 2009/85
* Karşılıksız çeke dayalı olarak icra takibi ve borcun kısım kısım ödenmiş olması
* 3167 sayılı kanuna muhalefetten yapılan şikayet sebebiyle açılan davadan feragat edilmemiş olmasının meslek etiğine aykırı olmaması
(3167 sayılı K. m. 16; 1136 say

Yazdırmak için tıklayınız
Şikayetçi vekili, müvekkili S.T. hakkında şikayetlinin Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 2003/… sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yaptığını, borcun icra dosyasına kısım kısım yatırılarak 22.09.2004 tarihindeki son ödeme ile tamamen kapandığını, ancak 2 yıl sonra müvekkilinin Çek Yasası’na muhalefetten Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2003/… Esas sayılı dava sonunda verilen karar ile mahkum olup yakalandığını, şikayetlinin telefonla aranarak bir an önce davadan feragat etmesinin istendiğini, 01.08.2006’da feragatin gönderildiğini bildirdiğini, ancak işin aciliyeti sebebiyle kendisinin Bursa’ya gelmesi istendiğinde, ameliyatlı olduğunu söyleyerek gelmediğini, para tahsil edildiği halde Çek Yasası’na muhalefet sebebiyle açılmış davadan feragat etmeyen, yasal sorumluluğunu yerine getirmeyen Avukat F.D.’nin meslek etiğine uymayan bu eylemi sebebiyle cezalandırılmasını istemiştir.


Şikayetli savunmasında, gerçekten borçlu S.T. aleyhine Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 2003/… sayılı dosyası ile icra takibi açtığını, borcun kısım kısım ödendiğini, 22.09.2004 tarihindeki son ödeme ile tamamen kapatıldığını, bütün ödemelerin dosyaya bildirildiğini, ancak şikayetçi borçlu vekilinin çeki icra kasasından almadığı ve ceza mahkemesine de sunmadığı, olayın ortaya çıkmasından sonra 02.08.2006 tarihinde bedeli ödenen çekin icra kasasından alındığını, kendisine durum telefonla bildirildiğinde de borçlunun zarar görmemesi için feragat işleminin yapılacağını bildirip bu konuda Av. A.E. ile girişimde bulunulduğunu, ancak şikayetçi vekilinin kendisinin Bursa’ya gitmesini istediğini, oysa gözlerinden rahatsız olduğu için gidemeyeceğini kendisine bildirdiğini, herhangi bir ihlal ve kastının olmadığını savunmuştur.


Yürütülen disiplin kovuşturması sonunda İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun 01.07.2008 tarihli kararı ile atılı eylemin Avukatlık Yasası ve mesleğin etik kurallarına aykırılığı saptanamadığından şikayetli hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.


Baro Disiplin Kurulu kararına karşı şikayetçi vekili Av. Y.T. tarafından itiraz edilmiştir.


Disiplin kovuşturmasının konusu karşılıksız çeke dayalı olarak Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 2003/… sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi üzerine borcun kısım kısım ödenmiş olmasına rağmen bir yandan da 3167 sayılı Çek Yasası’na muhalefetten yapılan şikayet sebebiyle açılan davadan feragat edilmemiş olması nedeniyle meslek etiğine aykırı davranıldığı iddiasıdır.


Aynı eylem sebebiyle şikayetli hakkında C. Başsavcılığına yapılan şikayet üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23.02.2007 tarihli oluru ile 1136 sayılı yasanın 58/1 maddesine göre şikayetli hakkında soruşturma izni verilmiş ve disiplin yönünden gereğinin yapılması da İstanbul Barosundan istenmiştir. Daha sonra Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.10.2007 günlü oluru ile şikayetli hakkında iddianame düzenlenerek Yalova Ağır Ceza Mahkemesine verilmek üzere 1136 sayılı yasanın 59/1-2 maddelerine göre kovuşturma izni verilmiştir. Dosya Yalova C. Başsavcılığına gönderilmiş ve Yalova C. Başsavcılığının 2007/… sayılı ve 19.11.2007 tarihli iddianamesi ile “yasalarda alacaklı veya vekilinin borcun ödendiğini bildirerek feragat yükümü bulunmadığı, kaldı ki 3167 sayılı yasanın 16/c maddesine uygun ve davanın düşmesini gerektirecek bir ödemenin yapılmadığı, yasanın öngördüğü biçimde ödeme yapıldığında borçlu veya vekilinin icra dosyasından alacakları bir yazı ile mahkeme veya C. Başsavcılığına başvurmaları yeterli iken hakkındaki soruşturma ve cezanın infazı sırasında üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle cezaevine girdiği anlaşılan şikayetçinin, Av. F.D.’nin ihmali nedeniyle mağduriyetinin söz konusu olmadığı, tam tersine onun verdiği feragat dilekçesi ile cezasının tamamını çekmekten kurtulduğu” bildirilerek son soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesi iddia olunmuştur. Bu iddianame üzerine Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2008 tarihli kararı ile şikayetli hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verildiği, karara müşteki S.T. vekili Av. Y.T. tarafından itiraz edildiği ve Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/… D. İş sayılı ve 16.04.2008 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve hükmün 16.04.2008’de kesinleştiği anlaşılmıştır.


Şikayetçinin müvekkili hakkında 3167 sayılı yasaya muhalefetten kamu davası 14.04.2004 tarihinde açılmıştır. Borcun ise 22.09.2004 tarihinde yapılan son ödeme ile kapatıldığı bildirilmektedir. Görüldüğü üzere yapılan ödeme dava açıldıktan sonra yapılmıştır. 3167 sayılı yasanın 4814 sayılı yasa ile değişik 16/c maddesine göre dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre içerisinde çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait %15 tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16/a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davasının düşeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla şikayetçi ve vekilinin bu koşulları yerine getirerek koşulların gerçekleştiğini ceza mahkemesinde kanıtlayıp ceza davasının düşmesini kendilerinin sağlamaları gerekirdi. Bu husus savunmanın ve vekilin görevidir. Şikayetçi taraf ise bunu yapmamıştır. Bunu yapmayan şikayetçi yanın, karşı taraftan şikayetinden vazgeçmesini istemeye hakkı yoktur.


Bu hususlar göz önüne alındığında, şikayetten vazgeçmedi diye şikayetli avukatı sorumlu tutmanın yasal dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki Yalova C. Başsavcılığının iddianamesinden şikayetçi yanın 3167 sayılı yasanın 16/c maddesinde davanın düşmesi için öngörülen miktarda ödeme yapmadığı, %15 miktarında değil, sadece %5 miktarında çek tazminatı ödediği, dolayısıyla davanın düşmesi koşullarının da oluşmadığı anlaşılmaktadır.


Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.


Sonuç olarak, şikayetlinin itirazlarının reddi ile İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.