Mesajı Okuyun
Old 12-04-2011, 15:14   #436
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Ursula K. Le Guin - Lavinia

Le Guin, hayatımda beni etkilemiş ender yazarlardandır. Bu kitabı, şimdiye kadar alıştığımız hikayelerinden biraz daha farklı. Kitaptaki hikaye, mekan ve karakterler Vergilius'un epik şiiri Aeneas'ın son altı cildine dayanıyor.(Sonsözden...)

Lavinia, şairinin sesinde ve hayalinde hapsolmuş bir kadın, tarihteki ve şiirdeki rolü küçücük o nedenle Le GuiN, Lavinia'yı alıp koca bir romanın ana karakteri yapıyor ve hem Lavinia'ya hem de yaratıcısı Vergilius'a hakkını bahşediyor.

Zaten kitabın son sözünde Ursula Le Guin diyor ki:

"Vergilius'un şiiri o kadar nağmelidir, güzelliği sözcüklerin ses ve düzenine öyle işlemiştir ki şiir aslında çevrilemez niteliktedir... Beni şiirden bazı sahneleri, bazı ipuçlarını, bazı işaretleri alıp bunları bir roman haline getirmeye sevk eden de bu oldu, aslıyla kıyaslanamayacak ama en azından aslına sadık olma niyetini taşıyan bir roman. Yazdığım hikaye her şeyden çok, şaire olan minnet borcumdur, ona sunduğum sevgimdir."

Yine son sözde:

"Latince, ortaçağla birlikte, edebiyat aracılığıyla son derece canlı, faal ve etkili bir dil olmuştu. Ama artık öyle değil. Son yüzyıl boyunca Latince öğrenimi ile öğretimi yok olmaya ve bir akademik uzmanlık dalı haline gelmeye başladı. Dolayısıyla, dilinin gerçek anlamda ölümüyle birlikte Vergilius'un sesi sonunda susmuş olacak. Bu çok acı bir şey, Vergilius dünyanın en büyük şairlerinden biri çünkü." şeklinde anlatıyor hislerini.

Ben kitabı beğendim çünkü ne zaman bir Le Guin kitabı okusam aynı hislerle kitaba hapsoluyorum. Dış dünyadan uzaklaşıyorum sanki, bağlarım kopuyor, kendimi hikayenin içinde buluyorum; bir karakter veya en basitinden bir izleyici olarak.