Mesajı Okuyun
Old 08-04-2011, 08:34   #2
av.humk

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2006/6484
Karar No.
2006/8891
Tarihi
19.09.2006


818-BORÇLAR KANUNU/18


TAPU İPTALİ VE TESCİL
MURİS MUVAZAASI
SATIŞ BEDELİ İLE GERÇEK DEĞER ARASINDA AŞIRI FARK


ÖZET
DAVA, MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR. DAVAYA KONU EDİLEN VE MİRAS BIRAKAN TARAFINDAN DAVALI HALİL'E İNTİKAL ETTİRİLEN TAŞINMAZIN TAPUDAKİ SATIŞ BEDELİ İLE GERÇEK DEĞERİ ARASINDA AŞIRI BİR FARK BULUNDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR. HAL BÖYLE OLUNCA, BU DAVALI YÖNÜNDEN DAVANIN KABULÜ GEREKİR.


1.4.1974 Tarih 1/2 Sayılı YİBK

DAVA :

Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, miras bırakanları Refik Çetiner'in 172 parselini bizzat davalı Halil'e temlik ettiğini, 196 parseldeki 2/4 payını bedelini ödeyerek davalı Halit adına kayıt oluşturulduğunu, taşınmazları kızlarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğullarına verdiğini ileri sürerek, tapu iptali ile mirasçılar adına payları oranında tescili isteminde bulunmuşlardır.

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.9.2006 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Av.Abdullah Aldemir ile temyiz edilen vs. vekili avukat N.Leyla Beylem geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Hülya Gerçeker'in tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan Refik'in dava konusu 172 parsel sayılı taşınmazını 13.9.1991 tarihli akitle davalı Halil'e 36 milyon lira bedelle satış yoluyla temlik ettiği görülmektedir. Davalılardan Halit'in de 26 parsel sayılı ( çekişmeli 196 parselin geldisi olan ( taşınmazdaki 5/7 payı 16.1.1976 tarihli akitle 166.200 YTL.'ye pay maliki Murat Enver Muratoğlun'dan satış yoluyla edindiği anlaşılmaktadır.

Davacılar, söz konusu temliklerin kendilerinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.

Çekişmeli 26 parseldeki temliki işlemde miras bırakan taraf değildir. Aynı parselde miras bırakan paydaş olmasına karşın davalı taşınmazın diğer paydaşından pay satın almıştır. Bu durumda anılan taşınmazdaki işlem yönünden olayda, 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Kanıtlanamamış olmakla birlikte söz konusu pay bedelinin miras bırakan tarafından ödemiş olması halinde de aynı sonuca varılacaktır. Öyle ise, dava konusu 26 parselden gelen 196 parsel bakımından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.

Ancak, davaya konu edilen ve miras bırakan tarafından davalı Halil'e intikal ettirilen taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında aşırı bir fark bulunduğu görülmektedir. Bunun yanında, miras bırakan satışa ihtiyacı olmayan, varlıklı bir kimsedir. Savunmada ileri sürülen ve dosyaya ibraz edilen davalılarca miras bırakana gönderilen paralara ilişkin dekontların satış akti ile bağlantısı kurulmuş değildir. Keza, yurtdışındaki bankalardan alınan kredilerin de alınış tarihleri bakımından çekişmeli taşınmazın alımında kullanıldığı da kanıtlanamamıştır. Öte yandan, miras bırakanın dava konusu işlemleri oğulları ile ilgilidir. Davacı kızlarına temliki bir tasarruf ilişkisine girmemiştir. Belirtilen bu olgular birlikte değerlendirildiğinde çekişmeli 172 parselin miras bırakanca davalı Halil'e temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, bu davalı yönünden davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmiş olması doğru değildir. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.

SONUÇ :

Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2005 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 450,00 YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.09.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.