Mesajı Okuyun
Old 01-04-2011, 12:36   #2
kezzy

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özer ÖZDİL
Merhabalar,

Anonim şirkette yönetim kurulu başkanına verilen yetki süresi doldu
Şirketi süre dolduktan sonra kim idare ve temsil edecek?

Saygılarımla

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/5463
K. 2009/6666
T. 1.6.2009
• YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN GÖREV SÜRESİNİN DOLMASI ( Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeliği Sıfatının Kendiliğinden Düşmeyeceği - Yeni Üyeler Seçilene Kadar Öncekilerin Göreve Devam Edeceği/Şirketin Organsız Kaldığından Söz Edilemeyeceği )
• YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİ SIFATI ( Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeliği Sıfatının Kendiliğinden Düşmeyeceği - Yeni Üyeler Seçilene Kadar Öncekilerin Göreve Devam Edeceği/Şirketin Organsız Kaldığından Söz Edilemeyeceği )
• ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN GÖREV SÜRESİ ( Sürenin Dolmasıyla Yönetim Kurulu Üyeliği Sıfatının Kendiliğinden Düşeceğine Dair Hüküm Bulunmadığı - Yeni Üyeler Seçilene Kadar Öncekilerin Göreve Devam Edeceği/Şirketin Organsız Kaldığının Kabul Edilemeyeceği )
• GÖREV SÜRESİ DOLAN ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SIFATI ( Yönetim Kurulu Üyeliği Sıfatının Kendiliğinden Düşeceğine Dair Hüküm Bulunmadığı - Yeni Üyeler Seçilene Kadar Öncekilerin Göreve Devam Edeceği/Şirketin Organsız Kaldığının Kabul Edilemeyeceği )
6762/m.314, 367
• ÖZET : Davacı şirketin organsız kalması nedeniyle bu toplantıların yapılmadığını ileri sürerek, davalı şirketin genel kurulunun olağanüstü toplantıya çağırılması için gerekli işlemleri yapmak üzere kendisine izin ve yetki verilmesini talep ve dava etmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolması halinde, yönetim kurulu üyeliği sıfatı kendiliğinden düşmez. Bu sebeple, yeni üyeler seçilene kadar öncekiler görevlerine devam ederler. Dolayısıyla, yeni üyeler seçilinceye kadarki süre zarfında şirketin organsız kaldığından söz edilemez.
• DAVA : Taraflar arasında görülen davada Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.03.2009 tarih ve 2008/171-2009/38 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
• KARAR : Davacı, davalı şirketin 1/10 oranında paya sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin en son genel kurul toplantısının 31.03.2003 tarihinde yapıldığını, şirketin A ve B grubu hisse senetlerini temsilen ayrı ayrı oluşturulan yönetim kurullarının görev sürelerinin 31.03.2005 tarihinde, denetim kurullarının görev sürelerinin ise 31.03.2004 tarihinde sona erdiğini, davalı şirketin 2003, 2004 ve 2005 yılı genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirketin organsız kalması nedeniyle bu toplantıların yapılmadığını ileri sürerek, davalı şirketin genel kurulunun olağanüstü toplantıya çağırılması için gerekli işlemleri yapmak üzere kendisine izin ve yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
• Davalı vekili, dava dilekçesindeki iddia ve beyanların doğru olduğunu, açılan davayı kabul ettiklerini belirtmiştir.
• Davalı şirketin görev süresi sona eren yönetim kurulu üyelerinden K. A. vekili davaya müdahale talebinde bulunarak davalı şirketin genel kurul toplantısının yapılması için gerekli hazırlık işlemlerinin yapılmakta olduğunu, toplantı tarihi belirlenerek gerekli ilanların yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
• Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre TTK’nun 366. maddesi uyarınca, şirket sermayesinin en az 1/10 payına sahip ortağın yazılı talebi üzerine yönetim kurulunun şirket genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmak zorunda olduğu, TTK’nun 367. maddesine göre de bu yöndeki talebin yönetim kurulunca ve TTK.’nun 355.maddesi uyarınca yapılacak başvuru sonucu denetim kurulunca yerine getirilmezse, şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinden genel kurulun toplantıya çağırılmasına yetki verilmesi istenebileceği, ancak bu prosedürün işletilebilmesi için şirketin usulüne uygun seçilmiş, yetki ve görevi devam eden yönetim ve denetim organları bulunması gerektiği, TTK.’nun 435. maddesine göre, şirketin yasal zorunlu organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde ise paydaşlardan veya şirket alacaklarından birinin veya bakanlığın talebi üzerine mahkemece tanınacak uygun süre içerisinde durumun düzeltilmemesi halinde şirketin feshine karar verileceği, böyle bir talep görülürken, mahkemece gerekli önlemlerin alınabileceği, bu önlemler arasında organsız kalan şirketi temsil etmek üzere kayyım atanması ve atanacak kayyımın eksiklikleri giderici önlemler alması da yer aldığı, bu itibarla şirketin zorunlu organlarının mevcut olmadığı nedenine dayanılarak TTK.’nun 367. maddesine göre, zorunlu organların oluşturulması için genel kurulu toplantıya çağrı izni istemiyle açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, davalı şirket vekilinin kabul beyanının hukuki değer taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
• Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
• Dava, TTK.’nun 367. maddesine göre zorunlu organların oluşturulması için genel kurulu toplantıya çağrı izni istemine ilişkindir. Mahkemece, TTK.’nun 435. maddesine göre, şirketin yasal zorunlu organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde paydaşlardan veya şirket alacaklılarından birinin veya bakanlığın talebi üzerine mahkemece tanınacak uygun süre içerisinde durumun düzeltilmemesi halinde şirketin feshine karar verileceği, böyle bir talep görülürken, mahkemece gerekli önlemlerin alınabileceği, bu önlemler arasında organsız kalan şirketi temsil etmek üzere kayyım atanması ve kayyımın eksiklikleri giderici önlemler alması hususunun da yer aldığı, bu itibarla şirketin zorunlu organlarının mevcut olmadığı nedenine dayanılarak TTK.’nun 367. maddesine göre, zorunlu organların oluşturulması için genel kurulu toplantıya çağrı izni istemiyle açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
TTK.’nun 367. maddesi hükmüne ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, şirket azınlığının genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırma hususunda yetki verilmesi talebinde bulunabilmesi için sırasıyla ve öncelikle yönetim kuruluna ve denetçilere başvuruda bulunması ve anılan maddenin yollamasıyla aynı yasanın 356/son maddesi uyarınca sahip oldukları pay senetlerini usulünce tevdi etmeleri gerekir. Anılan bu hususlar davanın yasal ön koşulları olup, mahkemece de re’sen araştırılması icap eder. Yine anonim şirketlerde görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar zorunlu görevlerine devam edeceklerinin kabulü gerekir. ( Dairemizin 30.11.1992 tarih 6220/11024 sayılı kararı ). Bu durumda yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kaldığından söz edilemez. Bu cümleden olarak ve Dairemizin emsal uygulamalarında yönetim kurulunun görev süresi bitmiş olsa bile genel kurulu toplantıya davet edebilir. ( 11.HD.07.10.1997 T. E:4267 K:5165 ). Açıklanan ilkeler ışığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yerinde değilse de sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, 01.06.2009 tarihinde karar verildi.