Sayın avukat666,
|
|
|
|
Sayın meslektaşlarım,
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık %10 ( 5711 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 28.11.2007 gününden itibaren %5 ) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. denilmektedir. Ancak benim sorum şu noktada :
kişi hem aidat borcunu ödemiyor hem de jeotermal ısınma sisteminin kendi payına düşen kısmının (yani kullandığı kısmın) bedelini ödemiyor. Bu durumda yukarıda belirttiğim madde kapsamında jeotermal ısınma bedelinde de yine aynı faiz oranını uygulamak mümkün müdür?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim. İyi günler ve iyi çalışmalar.
|
|
 |
|
 |
|
Gecikme tazminatı ile faiz aynı şey değildir ve yasada belirlenen "gecikme tazminatı"dır.
Aşağıdaki kararlarda olduğu gibi bir karışıklık yaşamamanız için dikkatinizi çekmek istedim:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 08.12.2003 T., Esas: 2003/21060, Karar: 2003/23932: "Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 ) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20/son maddesi gereğince
ödenmeyen ortak gider borcu için alacaklı aylık %10 gecikme tazminatı talep edebilir ise de, takip talepnamesinde alacaklı gecikme faizi adı altında faiz talep etmiştir.
Bu durumda, faiz alacağının 3095 sayılı yasaya göre hesaplanması gerekir. Ortak gider borcunun ödenme tarihi kat malikleri kurulu kararında belirli olduğundan Borçlar Kanunun 101/2. maddesine göre temerrüt ihtarına gerek bulunmamaktadır. Mercice faize itirazın bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekirken bu alacak kalemine ilişkin itirazın kaldırılması talebinin tümden reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi talebi bulunduğu halde alacaklı yararına İİK.nun 68/son maddesi hükmü uyarınca inkar tazminatına hükmedilmemesi de isabetsizdir.
2 ) Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklının red edilen alacak tutarı üzerinden borçlu yararına İİK.nun 68/son maddesi uyarınca inkar tazminatına hükmedilmemesi isabetsiz olduğu gibi borçlunun ödeme iddiasının değerlendirilmemesi de yerinde değildir.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda 1 no'lu bentte yazılı gerekçeyle alacaklı yararına, 2 no'lu bentte yazılı gerekçeyle borçlu yararına İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, 15.04.2002 T., Esas: 2002/3834, Karar: 2002/4260: "Dava, ödenmeyen yakıt gideri borcu nedeniyle yapılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İcra dosyası içerisindeki 14.02.2001 tarihli takip talepnamesinin incelenmesinden takibin, 242.697.000 TL. tutarındaki alacak ile takip tarihinden itibaren Kat Mülkiyeti Kanununun 20.maddesine dayalı gecikme tazminatı istemini kapsadığı görülmüştür.
Ayrıca dosya kapsamından takip ve davaya konu edilen alacağın 2001 yılı işletme projesine ve 26.12.2000 tarihli kat malikleri kurulu kararına dayalı olduğu ve bu işletme projesinin ve kararın borç miktarını da açıkça gösteren ihtarname ile 2.2.2001 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Yaptırtılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da bu husus doğrulanıp davalının apartman yönetimine takibe konu miktara kadar borçlu olduğu açıkça belirtilmiştir.
Bu duruma göre davalının 242.697.000 TL. yakıt gider borcunun mevcut ve likit olduğu sabit iken bu borcun likit olmadığından bahisle icra inkar tazminatına ilişkin istemin ve ayrıca
takip talepnamesinde faiz olarak nitelendirilmekle beraber Kat Mülkiyeti Kanununun 20.maddesine dayalı olarak takip tarihinden itibaren istenilen faizin gecikme tazminatı olduğu gözetilip ihtara rağmen ödenmeyen asıl alacak üzerinden gecikme tazminatına hükmedilmesi gerektiği halde bu hususa ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Saygılar...