|
|
|
|
|
|
1980 yılında A(müvekkil), bitirmek üzere olduğu binanın bir dairesini bitince B'ye teslim etmek üzere B ile bir sözleşme yapıyor ve B'ye aracı olan C'yi tanıdığı ve güvendiği için akde "para alındı" diye yazılıyor. B yurtdışında yaşıyor ve "parayı yurtdışına gidince hemen yollarım" diyor. A da inanıyor ve parayı almadan daireyi B üzerine tapuda yapıyorlar. B yurtdışına gidiyor, parayı da ödemiyor. 1985'de B'nin avukatı A'ya "evi teslim et" diye ihtar çekiyor ama A da ihtara cevaben "parayı öde ki evi vereyim" diyor ve ondan sonra da B'den hiç haber çıkmıyor. A, 1990'dan beri evde oturmaya başlıyor, eve birsürü masraf (tapu masrafları, emlak masrafları, kombi takımı, pimapen vs)yapıyor. 2010'da B, A'ya müdahalenin meni ve geçmişe dönük 10 yıllık ecri misil ve evin rayiç bedelinin ödenmesi talebiyle dava açıyor. Dava bana yeni geldi. zamanaşımı itiraz süresi geçmiş. Nasıl bir cevap sunalım, neler talep edebiliriz?
|
|
 |
|
 |
|
Tapuda devir işlemi yapıldığı zaman, alacaklı malı almış, satıcı parasını almış şeklinde karine oluşur.
Bundan sonra tapu iptali yada tescil işlemi yapma şansınız yok. Hata, hile vs gibi bir takım iradeyi fesada uğratacak girişimlerde bulunmanız dahi kabul edilebilir değil.
Aracı olan C nin vekalete dayalı bir işlem yaptığı sanırım resmiyet kazanmamış. Bu anlamda B nin, C nin yapmış olduğu vekillik (yetkisiz vekil) görevinden sorumlu tutmak da söz konusu olamayacak.
Mala karşı, değer arttırıcı işlemlerden dolayı, ancak yaptığınız değer katıcı işlemlerin parasını talep edebilirsiniz, ancak ecrimisil talebiyle de geriye dönük 5 yıl için karşılaşma durumunuz söz konusu olacak.
Yemin deliline dayanabilirsiniz. Ancak bu tapu iptaline yol açacak nitelikte bir delil değil. Tapu iptali ve tescil davalarında, davalının kabulü dahi, davanın sonucuna tesir etmiyor. Sanırım kamu düzeni ile ilgiliş bir durum. Eğer yemin teklifine yanaşmaz ise, ancak paranızın rayicinin tespiti ile talepte bulunabilirsiniz, diye düşünüyorum.