Mesajı Okuyun
Old 18-03-2011, 01:47   #5
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım; maalesef burada güveni kötüye kullanmak suçunun oluşmadığı kanaatindeyim. Şöyle ki;
TCK MADDE 155. - (1) Başkasına ait olup da, belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

TCK MADDE 247. - (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

İki suçu düzenleyen maddeleri karşılaştırmalı olarak incelediğimizde;
Güveni kötüye kullanma suçundan bahsedebilmemiz için, belirli bir şekilde kullanılmak üzere müvekkil tarafından avukatına teslim ve tevdi edilmiş bir mal ya da herhangi bir ekonomik değer olmalıdır. Burada ise, belirli bir şekilde kullanılmak üzere doğrudan doğruya avukatın uhdesinde olan bir para, başka bir deyişle avukata emanet edilen bir para söz konusu olmadığı için, yani, avukatın kullnımına sunulan herhangi bir para olmadığından güveni kötüye kullanma suçu oluşmayacaktır.
Ancak; avukata görevi nedeniyle (alacaklı vekili olması sebebiyle)ve müvekkiline verilmek üzere ve herhangi bir şekilde kullanılmamak üzere bu para teslim edildiğinden, ve bu para müvekkile teslim edilmesi gerekmesine rağmen teslim edilmediğinden, avukatın kendi zimmetine geçirmesi söz konusu olmaktadır ki, böylelikle atılı suç, TCK 247/1'e temas etmektedir. Saygılarımlaaa..