Mesajı Okuyun
Old 17-03-2011, 14:46   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Koray,

Araştırmanız, eklediğiniz karar ve katkınız için teşekkür ederim.

2577 S.K. m.2 düzenlemesi ile idari dava türleri belirlenmiştir. Müvekkilim şirket tarafından İçişleri Bakanlığı'na yöneltilen rücu davası, bir idari dava türü değildir. Yine müvekkilimin ikame ettiği işbu rücu davasının 5521 S.K. düzenlemesine girmediğini ve dolayısıyla İş Mahkemelerinde görülemeyeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla Uyuşmazlık Mahkemesi'ne giden dosyamızda beklediğim, adli yargının görevli olduğuna karar verilmesidir.

Teşekkürler,

Saygılar...


kanaatimce,uyuşmazlık mahkemesinin kararı şuna benzeyecek:




T.C.

YARGITAY
4. Hukuk Dairesi



Davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili Avukat Mehtap Kıynak tarafından, davalı İçişleri Bakanlığı 23/12/1998 gününde verilen dilekçe ile mayın patlaması sonucu yaralanan kişiye ödenen tazminatın rücuen istenmesi mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kabulüne dair verilen 20/5/2003 günlü kararın Yargıtay´ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten tetkik hakimi tarafından rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Davacı, teröristler tarafından telefon telini onarmaya giden işçisinin, teröristler tarafından döşenen mayına basarak yaralanması ödediği tazminatın, sağlamakla görevli bulunan davalıdan isteminde bulunmuştur. Mahkemece istem kabul edilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir.

Dava sebebi anlamında, konu yapılan maddi , devletin genel huzur ve güveni sağlama ödevine Kural olarak, devletin güvenliğe ödevi; asli, sürekli ve bölünemez, niteliktedir. Bu ödevin, gerektiği gibi yerine getirilmediğinin ileri sürülmesi ise, sonuç olarak hizmet kusuruna Hizmet kusuruna dayalı tazminat de tam yargı davasının konusunu oluşturur ve 2577 sayılı Yasa m.2 gereğince, idari yargı yerinde çözüme kavuşturulabilir. Mahkemece, davanın yargı yolu bakımından reddi yerine, işin esasının çözümlenmesi, usul ve mutlak aykırılık olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; 22/4/2004 oybirliğiyle karar verildi.



Kaynak :Corpus