Mesajı Okuyun
Old 17-03-2011, 13:08   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Aladağ,

Öncelikle katkınız, konu hakkında araştırma yaptığınız ve eklediğiniz linkler için teşekkür ederim.

Hakim Bey, zamanaşımından red kararı celsesinde (şifahen) olayın haksız fiil olduğu ve 1 ve 10 yıllık zamanaşımından dolayı red kararı verdiğini söyledi Bu ahvalde dahi (mesajımda yazdığım gerekçelerle ve eklediğiniz kararlarda da belirtildiği üzere) davamızda zamanaşımı süresinin geçmemiş olduğunu düşünmekle birlikte;

Müvekkil şirketin sorumluluğu iş sözleşmesinden kaynaklı ve iş kazasından mütevellittir ve İçişleri Bakanlığı'nın sorumluluğu ise Anayasadan kaynaklıdır. Bu sebeple müvekkilim ile İçişleri Bakanlığı arasında BK m.51 anlamında teselsül olduğu kanaatindeyim. Dolayısıyla müvekkilimin ikame ettiği rücu davasında uygulanacak zamanaşımının da BK m.125'e göre ve 10 yıl olduğunu düşünüyorum.

Mümkünse sizin (ve düşüncelerini paylaşmak isteyen diğer meslektaşlarımın da) bu konu hakkındaki düşüncenizi de öğrenmek isterim?

Teşekkürler,

Saygılar...

Mutlaka görmüşünüzdür ama aşağıdaki içtihat çok ilginç geldiği için paylaşıyorum,bunun haricinde sizin görüşlerinize aynen katılıyorum.:



T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi

Esas: 2003/14618
Karar: 2003/13293
Karar Tarihi: 09.09.2003




Dava: Davacı, rücuan tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine açmış olduğu davada, teröristlerin yola mayın döşemesi eylemi neticesinde meydana gelen iş kazası sebebiyle hak sahiplerine ödediği tazminatın rücuan tazmini isteğinde bulunmuştur.

Davaya bakan iş Mahkemesi, uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir.

Rücuan tazminat davasının idare mahkemesinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan tarafların mahiyeti itibarıyla davaya iş mahkemesinde bakılması da mümkün değildir. Anılan davanın genel yetkili mahkemelerde görülmesi gerekir.

Davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken. Mahkemece idare mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 9.9.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.