Mesajı Okuyun
Old 13-03-2011, 00:30   #20
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sn.Bülent Sabri AKPUNAR.Öncelikle teşekkürler. Sunduğunuz kararın, bizim sorunumuza çözüm umudu taşımasını isterdim ama sanırım değil.O kararda, keşideci X, lehdar ve ilk ciranta A, takibi yapan alacaklı (keşideciye ve lehdara karşı) B. Lehdar ve ilk ciranta olan A nın imzasının gerçek olmadığı anlaşılıyor ve Yargıtay, bu bonoyu A dan ciro yoluyla alan B ye (alacaklıya) diyorki, ciro imzasını gözünün önünde attıracaktın, imza sahte çıktıysa kötü niyet tazminatı ödersin. Bizim sorunumuz ise şu. Biz, bonoda keşideci olarak görünüyoruz. İmza bize ait değil.Ancak bonoyu lehdar değil, ciro yoluyla ele geçiren hamil icraya koyuyor ve kendini, keşidecinin imzası benim önümde atılmadıki, nerden bileyim sahte olduğunu diye savunuyor. Ve takip, duruyor. Dolayısıyla ihtiyati haciz yoluyla bloke edilen 100.000 TL de bloke olmuş vaziyette duruyor. Ne zaman kadar. Temyiz incelemesi sonucu karar onanırsa o zamana kadar. yani en az 2-3 yıl. imzası dahi olmayan, olan bitenden haberi dahi olmayan borçlu olatak gösterilen şahsı nasıl koruyacağız.
Sn.Murat KILIç. Sizce menfi davasını, sadece lehdara karşımı açmak, sadece hamile karşımı açmak, yoksa her ikisine karşımı açmak mantıklı. Zira biliyorsunuz menfi tespit davası sadece davalı için sonuç doğuruyor. Hamile karşı açacağımız menfi tespit davasında, hamille aramızda esas borç ilişkisi olmadığı için bu davayı açmakta hukuki yararımız olmadığı gerekçesiyle dava koşulu oluşmadığından dava red edilebilirmi.saygılar