Mesajı Okuyun
Old 06-03-2011, 22:06   #7
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
değerli meslektaşım yukarıdaki HGK'da bilmem dikkatinizi çektimi ama "Haciz tutanağı İcra Dairesi`nde düzenlenir ve haczi yapan memur, alacaklı ve borçlu tarafından imza edilir. " şeklinde bir ifade var.Yani eğer borçlu ile birlikte 3.kişi icra dairesine gelir ve üçüncü kişideki alacağın haczine karar verilirse bu durumda elbette haciz ihbarının tebliğine gerek kalmayacaktır zira dairede kendisine haciz tebliğ edilmiş oluyor.YUkarıdaki HGK üçüncü şahsın yokluğundaki hacizlerde karar tarihinde 3.kişiyi bağlar şeklinde bir yorum getirmemiş.Kıyasen şöyle bir soru cevaplanabilirmi:alacaklı a dosya borcundan dolayı üçüncü kişi sb ye 1.haciz ihbarını ancak altı ay sonra tebliğ etti,ancak alacaklı b ondan iki ay önce tebliğ ettirmiş bu arada üçüncü kişi b dosyasına parayı ödemiş ve b de parayı tahsil etmiş.Bu durumda a gidip c den kardeşim sen bilmiyorsun ama benim karar tarihim daha önceydi sen bu defada bana ödeyeceksin diyebilirmi?

Meslektaşım cevaplarım içerisinde sorduğunuz soruların cevapları mevcut. Siz yorum ile farklı ve yanlış sonuçlara ulaşıyorsunuz.

Haciz icra müdürü, müdür yardımcısı veya görevlendirdiği katibin irade beyanı ile konulmuş olur. Yani sizi biraz daha şoke edecem ama haciz müdürün sözlü olarak " borçlunun şu şu şu vasıflarına haiz şurada bulunan biligasayarını haczettim, şu kadar da kıymet biçtim " söylemesi ile haciz konulmuş olur. Ancak bu sözlü haczin tek ispat vasıtası olarak haciz zabtı tanzim edilir. Esasen kanun başkaca ispat vasıtasına cevaz vermiş olsa idi tutanak düzenlenmemiş olsa dahi haciz müdürün irade beyanı ile konulmuş olacaktı. Ama ne yazıkki kanun haciz zabtı haricinde haczin konulduğuna dair bir başka ispat vasıtasını kabul etmemektedir. Tebliğ haczin vücuda gelmesi veya geçerliliği için bir zaruret değildir. Sadece bildirim amacı taşır. Bu nedenle 3. şahıs bankaya örnek 20 gönderilmesi, " haciz koyduğumuz miktar parayı talebi halinde borçluya veya göstereceği kişiye ödeme " anlamını taşır. Elbette ki 3. şahıs kendisine bildirim yapılmadan önce borçluya veya gösterdiği kişiye parayı ödemişse hukuken bir sorumluğu bulunmamaktadır. Konuyu başkaca mecralara çekmeden bu doğrultuda düşünürsek kafamız karışmaz.

Taşınmaz haczi de, maaş haczi de, taşınır veya 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi de aynı mantık ile düzenlenmiştir. Esasen 2003 yılındaki değişikliğin haczin geçerlilik tarihi konusundaki problemleri biraz daha azalttığını söyleyebiliriz. Zira 2003 öncesinde bu konuda birçok problem bulunmaktadır. Kanun esas icrasından başkaca yetkili yerdeki taşınır taşınmaz haczine cevaz vermezken, aynı tarihlerde Yargıtay bunun usul ekonomisine daha uygun olacağından kabul etmekte idi. Hülasa haciz tarihi müdürün beyan/karar tarihidir. Tapuya, işverene, 3. şahsa vs. yapılan tebligat bildirim amaçlıdır. Tebliğden önceki durumlardan bu kişilerin sorumluluğuna gidilemez.