Mesajı Okuyun
Old 27-02-2011, 22:09   #7
tiryakim

 
Olumlu Ceza Genel Kurulu Kararı

Ceza Genel Kurulu 2006/10-125 E., 2006/153 K

KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK

“İçtihat Metni”

Sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 4.500.000.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına, yasaklama kararının tüm bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankasına bildirilmesine, para cezasının ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir aylık sürenin sona erdiği veya infaz aşamasında takside bağlanıp taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi nedeniyle geri kalan miktarının tamamının muaccel olduğu tarihten başlamak üzere 6183 sayılı Yasanın 51. maddesinde belirtilen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline ilişkin Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen, 03.04.2003 gün ve 553-319 sayılı karar, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 20.01.2004 gün ve 8087-406 sayı ile;

“1- 08.03.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 4814 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenip, bu süre içinde çek tutarının ve karşılıksız kalan kısmının %10 tazminatı ve 3167 sayılı Yasa’nın 16/a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödenip ödenmediği ve 8. maddesine göre düzeltme hakkının kullanılarak hamilin zararının karşılanıp karşılanmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, sözü edilen yasal süre beklenmeden ve eksik incelemeye dayanılarak karar verilmesi,

2- 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen şikayetçiye sonraki oturumda hazır bulunması veya bir vekil ile kendisini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya vekil de göndermediği takdirde şikâyetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkartılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi” isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 01.06.2004 gün ve 227-618 sayı ile;

“1- 4814 SK.nın geçici 2. maddesinde yargılamanın üç ay süre ile durmasını gerektirecek hiç bir hüküm mevcut olmadığı gibi tam aksine yargılamanın her evresinde borcun yasal anlamda ödenmesi durumunda yapılacak işlemler hüküm altına alınmıştır.

2- Müdahale hukuku CMUK 365. maddede düzenlenmiş olup, müdahilin duruşmaları üst üste takip etmesini gerektiren hiçbir hüküm mevcut değildir.

4814 SK.nın geçici 1. maddesinde müdahile değil müştekiye meşruhatlı davetiye çıkartılması hüküm altına alındığından bozma kararına uyulmamıştır.

Sanığın keşide ettiği anlaşılan Garanti Bankası Ankara Çankaya Şubesine ait keşide yeri Ankara, keşide tarihi 18.10.2000 olan 4.500.000.000 TL. bedelli çekin yasal ibraz süresi içerisinde ibrazı sonucu karşılıksız çıktığı, bankaca çekilen ihtarnameye göre borcun ödenmediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla” gerekçeleriyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de, sanık ve o yer C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli, 22.03.2006 gün ve 137963 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlıklar;

1- 4814 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenilmeden karar verilip verilemeyeceğine,

2- Aynı Yasanın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen katılan vekiline sonraki oturumda hazır bulunması, duruşmaya gelmediği takdirde şikâyetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkarılmasına gerek bulunup bulunmadığına ilişkindir.

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,

b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,

c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,

e) Sonradan yürürlüğe giren yasaya ve normlarına dayanılmak suretiyle ilk hükümde yer almayan ve dolayısıyla daire denetiminden geçmemiş yeni bir hüküm oluşturmak,

Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

Yerel Mahkemece, katılan ve vekiline 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde öngörülen yöntemle davetiye çıkarılmadığına ilişkin gösterilen gerekçe ile keza aynı Yasanın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık sürenin beklenmediğine ilişkin gerekçe, Özel Dairece denetlenmemiştir. Kaldı ki, üstüne meşruhat yazılmasa da içinde Yargıtay bozma ilamı bulunan davetiyenin katılan vekiline tebliğ edilmesi ve davet edilmesinin gerekçesinden haberdar edilmesi de Özel Dairenin denetiminden geçirilmesi gereken yeni bir olgudur.

Bu itibarla Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması olanaksız bulunduğundan, saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

Dosyanın saptanan eylemli uyma nedeniyle, temyiz incelemesi için Yargıtay 10.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 06.06.2006 günü oybirliği ile karar verildi.

Kıymetli Meslektaşım yukarıda tam metnini verdiğim Ceza Genel Kurulu kararıda temyiz dilekçenize ekleyebilirsiniz . Takdir sizin.

Teşekkürler...