Mesajı Okuyun
Old 21-02-2011, 17:03   #10
Ovacık

 
Varsayılan


Ben Hakem Heyeti üyesiyim. Bu konunun seyri şu şekilde gerçekleşti.
Daha önceleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Hukuk Müşavirliğinin bu yoldaki görüşü doğrultusunda Hakem Heyetlerine gönderdiği bir yazı ile, firmalar tarafından yapılan itirazın iptali taleplerinin reddedilmesi ve taraflara karara karşı Tüketici Mahkemelerine itiraz edebileceklerinin bildirilmesi gerektiğine bildirmiş idi. (2005 tarihinde)Hakem Heyetleri de bu yazı üzerine, "itirazın iptali taleplerinin çözümlenmesinin teknik ve hukuki bilgiyi gerektirdiği, bu talepleri incelemekle Mahkemelerin görevli olduğu" gerekçeleri ile taleplerin reddine karar verdi. Ancak, Tüketici Mahkemeleri, 4077 sayılı Kanunun 22/5 maddesi gereğince Hakem Heyetlerinin uyuşmazlıkları çözümlemesi gerektiğine dair kararlar verdi. Sanayi Bakanlığı da bu kararlar üzerine, önceki yazılarının yürürlükten kaldırıldığını, Mahkleme kararları doğrultusunda itirazın iptali taleplerinin esastan incelenmesi gerektiğini Hakem Heyetlerine bildirdi. (20.07.2007 tarihinde)
Artık bu konuda bir tereddüt bulunmamaktadır. İcra takibine itiraz üzerine itirazın iptali talebinin Hakem Heyetine yapılması gerekmektedir. Hakem Heyetleri, başvuruyu inceleyip gerekirse bilirkişi incelemesi (hatta imza incelemesi de) yaptırıp karar verir. Verilen karara karşı Tüketici Mahkemesine itiraz edilebilir.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/13486

K. 2005/1775

T. 8.2.2005

• İTİRAZIN İPTALİ ( Davalının Fatura Bedellerini Ödememesi Üzerine Yapılan İcra Takibine Vaki İtiraz )

• DAVA HAKKI ( Tüketici Kanununun Uygulanmasından Kaynaklanan ve Meblağı Düşük Olan Sorunlarda Dava Hakkının Söz Konusu Olabilmesi İçin Tüketici Sorunlarına Hakem Heyetine Başvuru Yapılmasının Gerekmesi )

• TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİNE BAŞVURU ZORUNLULUĞU ( Tüketici Kanununun Uygulanmasından Kaynaklanan ve Miktarı Düşük Olan Uyuşmazlıklarla İlgili Hakem Heyetine Başvuru Yapılmasının Gerekmesi )

• TÜKETİCİ MAHKEMESİNE İTİRAZ ( Tüketici Sorunları Hakem Heyetince Verilen Kararla Bağlı Olan Tarafların Bu Karara Karşı Onbeş Gün İçinde Tüketici Mahkemesinde İtiraz Edebilmesi )

• DAVA ŞARTI ( Tüketici Sorunları Hakem Heyetine Başvuru Yapılmadan İcra Takibinin Yapılmasının Dava Şartının Gerçekleşmediğini Göstermesi )

4077/m.22/5


ÖZET : 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5. maddesine göre bu kanunun uygulanmasından kaynaklanan ve miktarı 2004 yılında 580.500.000 TL'den az olan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunlu olup, Hakem Heyetince verilen kararla bağlı olan taraflar bu karara karşı onbeş gün içinde Tüketici Mahkemelerine itiraz edebilirler. Mahkemenin vereceği karar kesindir. İtiraz, İİK'nın ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilen Heyet kararlarının icrasını durdurmaz.
Olayda, miktarı kanunla öngörülen sınırın altında olan dava konusu alacak için Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan icra takibi yapılmış olduğundan 4077 sayılı Yasanın 22/5. maddesinde öngörülen dava şartı gerçekleşmemiş olup itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu, düşünüldü:
KARAR : Davacı, abonesi olan davalının 1999 yılı Aralık, 2000 yılı Ocak, Şubat aylarına ait fatura bedellerini ödemediğini, hakkında yapılan icra takibine itiraz ettiğini bildirip, itirazın iptaline ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 355.856.186 liralık icra takibine itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden iptaline, ana alacağa takip tarihinden faiz yürütülmesine ve inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Yasanın 22. maddesinin 5. fıkrasında "Değeri 500.000.000 liranın altında bulunan uyuşmalıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvurusu zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflas Kanunun ilamlarının yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir.
Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde Tüketici Mahkemelerine itiraz edebilirler. İtiraz tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir." hükmünü getirmiştir. Yasanın bu hükmüne göre, 4077 Sayılı Yasanın uygulanmasından kaynaklanan bu miktarı 2004 yılında 580.500.000 liradan az olan uyuşmazlıkların Tüketici Sorunları Hakem Heyetine götürülmesini öngörüp, hakem heyetince verilen kararlara 15 gün içinde mahkemelerde itiraz edilerek dava açılabileceği ve mahkemelerinde bu tür ihtilaflarda vereceği kararın kesin olacağı belirtilmiştir. Başka ifade ile, 2004 yılında miktarı 580.500.000 liradan az olan uyuşmazlıklar hakkında, Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan mahkemelerde dava açılamayacak, ancak Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurusu üzerine, verilen karar aleyhine, mahkemelerde dava açılabilecektir. Somut olayımızda dava konusu alacağın miktarı 357.070.000 lira olup Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan icra takibi yapılmış, itiraz üzerine de davacı tarafından 11.05.2004 tarihinde itirazın iptali talebiyle bu dava açılmıştır. Öyle olunca davacının 4077 Sayılı yasanın 22/5. maddesine göre dava açılabilmesi şartı gerçekleşmemiştir. Mahkemece bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aksi düşüncelerle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


13.HD:
Esas No : 2006/6760
Karar No : 2006/11218

Davacı ...Bank AŞ ile davalı E.C arasındaki davada İzmir 1. Tüketici Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 7/7/2005 günlü ve 2004/319-2005/1108 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Cumhuriyet Başsavcılığının 6/4/2006 gün ve Hukuk-35360 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, taraflar arasındaki kredi kartı sözleşmesi uyarınca davalıya kredi açılıp kullandırıldığını, ancak davalının borcunu ödemediği gibi, aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, 288.164.074 Liranın ödetilmesi için girişilen icra takibine itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna nazaran davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; uyuşmazlığın değeri itibariyle temyiz sınırı altında kaldığından, davalı vekilinin yazılı emir yoluyla kararın bozulmasını talep etmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hükmün kanun yararına bozulmasını istemiştir.
Davacı, davalının kredi kartı kullanarak yaptığı harcama tutarlarını ödemediğini, aleyhine girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e maddesinde tanımı yapılan "tüketici tarafından banka kartı kullanılarak yapılan ödemelerin, yine anılan Yasanın 3/h maddesinde belirtilen "tüketici işlemi" olduğunda duraksama olmamalıdır. 4077 sayılı Yasa ile getirilen önemli değişikliklerden birisi de, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ile ilgili olup, bu düzenleme ile, tüketici işleminden doğan uyuşmazlıkların pratik, kısa ve ekonomik bir biçimde çözümlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 22. maddesinin beşinci fıkrasıyla da, değeri 500.000.000 liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunluluğu getirilmiş, başvuruda tüketici, satıcı, sağlayıcı ayırımı yapılmamıştır. Somut olayda, uyuşmazlık konusu asıl alacak 143.763.855 lira olduğuna göre Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan açılan bir davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, kabul şekline göre de 6/3/2003 tarih ve 4822 sayılı Yasanın 15. maddesi ile değiştirilen 4077 sayılı Yasanın 10/f maddesi hükmü gereğince %165 olan akdi faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi uygulanması gerekirken alacağa %247,50 faiz yürütülmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 6/7/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.