Mesajı Okuyun
Old 14-02-2011, 10:48   #27
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

İletilerin tamamını okumadım, belki benim değineceğim konuya değinmiş meslektaşlarım olmuştur.
Diyeceğim şu ki "Hakimin hiç mi kabahati yok?"

Yarım düzine tanık dinlenmiş, örneğin fazla mesai konusunda. Her biri ayrı bir çalışma saati söylemiş. Burada hangi beyana göre karar verileceği, fazla çalışmanın günlük kaç saat üzerinden hesaplanması gerektiği tamamen hakimin takdirindedir. Hakimler bunu yapıyor mu peki? Hayır. Saat belirleme işini yani tanık beyanlarını değerlendirme işini tamamen bilirkişiye bırakıyorlar.

Kıdem tazminatı hesaplamalarında dosya bilirkişiye gitmişse bunun kesinlikle akdin işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olmasının ya da işverenin haklı sebep olmaksızın feshetmiş olmasının hakim tarafından kabulü ile gitmiş olması gerekir. Hakim ara kararında "kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, kazandıysa ne kadar kazandığı" yönünde bir karar veriyorsa bilirkişinin yine delilleri takdir etmekten başka çaresi kalmıyor. Bu aşamada da terditli rapor vermesi gerekir diye düşünüyorum.

Değerli meslektaşlarım, bilirkişilerin delil takdir etmesine, bu şekilde sonuca giderek rapor tanzim etmesine ben de karşıyım, usule aykırı, ancak çoğunlukla bilirkişinin kendisine görev tevdi eden hakimin ara kararı sebebiyle tüm bunları yaptığını da unutmamak lazım.

Kaldı ki bilirkişi önünde net doneler olmuş olsa o raporu çok daha şevkle ve hızla yapacaktır. O doneleri hakim ortaya koymamışsa iş başa düşüyor ve hukuka aykırı raporlar düzenlenmek zorunda kalınıyor.

"şu şu hususun takdiri sayın mahkemeye aittir" yönlü ön rapor vermiş bilirkişilerle bazı mahkemeler çalışmak istemiyor ve takdir yetkisini devrettikleri başka bilirkişilerle yola devam etmeyi tercih ediyorlar. Böyle de bir durum var ortada.