Tüm meslektaşlarıma kolaylıklar ve iyi günler diliyorum.
sorum kısaca şu;
Vatandaş atasından kalma arazisini seneler boyu kullanıyor. Daha sonra işgüzarın biri "yahu buralar orman arazisidir belki..." deyip hangi akla hizmetse şikayet ediyor. Sözü uzatmadan, gelişmeler neticesinde bizim vatandaş Ali tapu tescil davası açıyor ve atasından kalma arsa için bir güzel tapu çıkartıyor. Malumunuz dava asliye hukuk mahkemesinde görülüyor. Dava sürecinde beyanda bulunan tüm tanıklar vatandaş Ali'nin lehine ifade veriyorlar. Bilirkişi raporları arazinin orman arazisi olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu arada bu davada karşı taraf arazinin bulunduğu köyüm muhtarlığı ve orman idaresi. Söz konusu karar yargıtayda da onanıyor ve kesinleşiyor. Hasılı kelam davayı kazanan bizim vatandaş Ali tapusunu koltuğunun altına sıkıştırıp güle oynaya evine giderken kapıda postacı karşılıyor bunu. Elinde mahkemeden çağrı kağıdı. Kadastro mahkemesinde orman idaresiyle hazine elbirliğiyle dava açmışlar. Demişler ki; vatandaş Ali'nin nasıl anasından emdiği sütü burnundan getiririz ? Hasılı kelam kadastro mahkemesi yargılama (nasıl bir yargılamaysa artık) sonucunda arazinin hazineye ait olduğuna karar veriyor. Amma ve lakin arazi içindeki taşınmazın ve bakımlı 10 kadar ağacın da vatandaş Ali'nin olduğunu lütfen ! kabul ediyor. Vatandaş Ali bu güne değin avukat tutmamış. Koşmuş gelmiş bize. Bizim de kadastro mahkemesinin kaleminin kapısından içeri girmişliğimiz yok. Ne deriz ne söyleriz bilemedik.
Söz büyüklerimizin, tecrübeli arkadaşlarımızın.
Şimdiden teşekkürler, saygılar.