Mesajı Okuyun
Old 07-02-2011, 17:10   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda bahsi geçen 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde 5334 sayılı Kanunla 20.04.2005 tarihinde yapılan değişikliği bir inceleyin isterseniz.



Alıntı:

<H4>T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/11222

K. 2006/14814

T. 12.12.2006

• TAPU İPTAL VE TESCİL ( Dava Konusu Taşınmazın Evveliyatının Mera Olduğu İddiası - 01.01.2003 Tarihinden Önce Mera Olarak Kullanımı Mümkün Olmayan Yerlerin Beldiye ve Kamu Kuruluşların Adına Tescillerinin Bedelsiz Devam Edeceği )

• YARGILAMA GİDERLERİ VE HARÇLARI ( Kural Olarak Davada Haksız Çıkan Tarfa Yükletileceği - Dava Açıldığında Davasında Haklı Olmasına Rağmen Sonradan Yürülüğe Giren Yasal Düzenlemeye Göre Haksız Çıkan Tarafa Yargılama Giderlerinin Yükletilemeyeceği )

• DAVA AÇILDIĞINDAKİ MEVZUAT VE İCTİHAT DURUMUNA GÖRE HAKLI OLAN TARAF ( Sonradan Yürülüğe Giren Yasa veya İctihadı Birleştirme Kararı Gereği Haksız Olması - Yargılama Giderlerine Mahkum Edilemyeceği )

4342/m. Geç.3

1086/m. 417


ÖZET : Yargılama giderleri ve harçları kural olarak, davada haksız çıkan ( yani aleyhine hüküm verilen ) tarafa yükletilir. Ancak; dava açıldığı sıradaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren ( geçmişe etkili ) yeni bir yasa hükmü veya yeni bir İçtihadı Birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkarsa, davada haksız çıkmış olmasına rağmen yargılama giderlerine mahkum edilemez.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.3.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı Hazine, davalıya ait 106 ada 8 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının mera olduğunu ileri sürerek tapu iptali ile tescil istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1- Uyuşmazlık konusu 106 ada 8 parsel sayılı taşınmazın öncesi dava dışı Helvadere Belediyesi Tüzel Kişiliğinin merası olan 608 parsel sayılı taşınmazdan gelmektedir. Davalı bu taşınmazı 28.4.1998 tarihinde belediyeden satış suretiyle edinmiştir. Dosya kapsamından taşınmazın bulunduğu yerde imar planlarının 11.10.1996 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın bulunduğu yerde 4342 sayılı mera kanunu çerçevesinde mera teknik ekiplerince yapılan tespit ve tahdit çalışmaları sonucunda mera komisyonu tarafından dava konusu taşınmazın mera olarak değerlendirilmediği, teknik anlamda mera olarak kullanımının mümkün olmadığı ve yerleşim yeri olarak işgal edildiği görülmektedir.
4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde 5334 sayılı Kanunla 20.04.2005 tarihinde değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle Hazine adına tescili gereken 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescillerinin bedel talep edilmeksizin aynen devam edeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı belediye adına tescil edilmiş, davalı taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek 28.4.1998 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan gerçek yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek satın alan davalıdan da talep etmesi düşünülemez. Bu bakımdan mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2- Yargılama giderleri ve harçları kural olarak, davada haksız çıkan ( yani aleyhine hüküm verilen ) tarafa yükletilir. Ancak; dava açıldığı sıradaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren ( geçmişe etkili ) yeni bir yasa hükmü veya yeni bir İçtihadı Birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkarsa, davada haksız çıkmış olmasına rağmen yargılama giderlerine mahkum edilemez. Dava, 18.03.2004 tarihinde açılmış, dava açıldıktan sonra 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi önce 5178 sayılı kanunla 27.05.2004 tarihinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik uyarınca, dava konusu taşınmazın emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden taşınmazların halen maliki olan kişilerce Hazineye bedel ödenmesi gerekli ise de; anılan yasa yargılamalar sırasında ikinci kez 20.04.2005 tarihinde 5334 sayılı yasa ile yeniden değiştirildiğinden az yukarıda açıklandığı üzere Hazineye bedel ödenmesi gerekmez. Ne var ki; Davanın açıldığı tarihte davacı Hazine davasında haklı olup, anılan yasa yargılamalar sırasında yürürlüğe girdiğinden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek davacı yararına vekalet ücretine hükmolunması gerekir. Mahkemece bu yönün göz ardı edilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1. ) bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, ( 2. ) bentte yazılı nedenlerle hükmün davacı Hazine yararına BOZULMASINA, 12.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. yarx
</H4>