Mesajı Okuyun
Old 29-01-2011, 15:06   #13
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Haklı olabilirsiniz ama kararda o ayırım yapılmamış yani hiç değilse ben kararı o şekilde yorumlamadım. Davanın elatmanın önlenmesi ve ecrimsile ilişkin olduğu belirtilmiş ve dava açmaya yetkili olduğu belirtilmiştir. yanlış mı yorumluyorum acaba?

İştirak halinde mülkiyet esasları açıktır. Payları belli olmayan ortaklık şirketidir. Eğer yukarıdaki görüş "tek bir mirasçının tek başına tüm ecrimisil veya kendi miras hakkına düşeni dava edebileceği" doğru olsaydı; iştirak halindeki mülkiyetlerin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi diye bir dava türü de olmazdı diye düşünüyorum.

Ben de düşüncemin aksi yönünde bir karar ekleyeceğim. İçtihat belirtiğim ikili esas incelemesini net biçimde yapmış durumda. Ve ben yine de kararın aksi yönünde düşündüğümü yukarıdaki gerekçelerimle tekrarlamak isterim.

Alıntı:
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/7213 Karar: 2007/8862 Karar Tarihi: 24.09.2007


Dava: Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, tapuda miras bırakanı adına kayıtlı çekişmeli 209 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafından haksız olarak sera, camekan, ahır yapılmak ve ağaç dikilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.

Davalılar, davacının tek başına dava açamayacağını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, taşınmazın elbirliği mülkiyet üzere olduğu, davacının tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle, el atmanın önlenmesi isteğin tefrik edilip, ayrı esasa kaydedilmesine, kal ve ecrimisil isteklerinin reddine karar verilmiştir.

Karar: Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi A. Sevil Çalıkoğlu'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğiyle ilgili davası tefrik edilmiş, eldeki dava kal ve ecrimisile hasredilmiş ve mahkemece bu istekler bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 209 parsel sayılı taşınmazın, davacının miras bırakanı Kerim adına kayıtlı olduğu ve Kerim'in davacının dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu, davalıların taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702/4 maddesi hükmü uyarınca, ortaklardan herbiri topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir ve korumadan bütün ortaklar yararlanır. Bir başka ifadeyle, elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmaz bakımından açılan el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davalarda, bir ortağın tek başına dava açması mümkün bulunduğu gibi, bölünebilir nitelikte olan ecrimisil istemi bakımından da pay oranında istekte bulunmasına yasal bir engel yoktur.

Buna göre elatmanın önlenmesi davasının eldeki davadan tefrik edilmesinin yasal olduğu söylenemez. Gerek bu istek gerekse ecrimisil talebi yönünden davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığı düşünülerek aynı dava içerisinde çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.

Öyle ise, mahkemece kurulan hükmün yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.

Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik öteki koşulların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.09.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,