Mesajı Okuyun
Old 26-01-2011, 12:47   #2
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özgür METİN
İyi günler. müvekkil ile eski eşi müvekkilin açtığı boşanma davası sonucunda 2009 yılında boşanıyorlar. Boşanma davası açıldığı tarihten kısa bir süre gün sonra davalı eş tarafların birlikte aldıkları ancak kendi üzerine kayıtlı taşınmazı bir arkadaşına devrediyor. Daha sonra da evi satın alan kişi bir başka arkadaşına devrediyor.

Boşanma davası kesinleştikten sonra müvekkil katkı payı davası açıyor. Ancak bu davada tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuyor.

Daha sonra ise biz tapu iptali ve tescil davası açtık. Davalı vekili bu davaya bakılabilmesi için öncelikle katkı payı davasının bitirilmesi gerektiği- hukuki yararın olup olmadığı yönünden- ve katkı payı davasının bu dava açısından bekletici mesele yapılması gerektiği itirazında bulundu.

Katkı payı davasında tanıklar dinlenmiş ve keşif aşamasına gelinmiş. Tapu iptal ve tescil davasının ise henüz ilk celsesi görüldü. Yani bir işlem yapılmadı.

Hakim duruşmada katkı payı davası ile tapu iptali ve tescil davasının birleştirlimesi talebinde bulunup bulunmayacağımız konusunda süre verdi ve duruşma ertelendi. Birleştirme talebinde bulunmadığımız takdirde katkı payı davasının bekletici mesele yapılması çok büyük bir ihtimal.

Öncelikle sormak istediğim katkı payı davasının bekletici mesele yapılması talebine karşı öne sürülebilecek hukuki dayanak var mı?( Bana yok gibi geldi)

Birleştirme talebinde bulunursak tapu iptali ve tescil davası katkı payı dosyasında birleşecek. Bu davada usul nasıl işleyecektir? Çünkü katkı payı davasında bir çok usuli işlem yapılmış. Ancak tapu iptali ve tescil davasında henüz deliller sunulmadı.

Cevap verecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Sayın meslektaşım, katkı payı alacağı, ancak boşanmanın kesinleşmesine kadar bekletici mesele yapılabilir.

MADDE 229.- Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir

MADDE 241.- Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.