Mesajı Okuyun
Old 19-01-2011, 13:45   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

aradığınız içtihatı bulamadım ancak sizin olayınızla tam olarak uyuşmamakla birlikte benzer bir karar buldum:
11. Hukuk Dairesi 2005/9919 E., 2006/10905 K.

KASKO SİGORTASI
TEMERRÜT FAİZİ
YETERSİZ SÜRÜCÜ BELGESİ

818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 72 ]
2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 39 ]

"ÖZET"

TARAFLAR ARASINDAKİ SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE ARACIN GEREKLİ SÜRÜCÜ BELGESİ OLMAYANLARCA KULLANILMASI HALİNDE SİGORTA GÜVENCESİ DIŞINDA KALACAĞI KARARLAŞTIRILDIĞINA GÖRE, ARAÇ ŞOFÖRÜNÜN YETERLİ SÜRÜCÜ BELGESİNE SAHİP OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILARAK SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMELİDİR. TEMERRÜT FAİZİ OLAY TARİHİNDEN DEĞİL, EKSPERTİZ RAPORU DÜZENLEME TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANMALIDIR.


"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen davada (Denizli Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 09.06.2005 tarih ve 2004/70-2005/365 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortası ile sigortalı olan müvekkiline ait aracın, sürücüsünün bir anlık uyuklaması ve dalması sonucunda hasar-landığını, hasar bedelinin tahsili amacıyla davalıya yaptıkları başvurunun, kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığından bahisle reddedildiğini ileri sürerek, hasar bedeli olan 113.005.215.000 TL'yi olay tarihi olan 30.10.2003 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte talep ve dava etmiştir.

Davalı sigorta vekili, davalı araç sürücüsünün E sınıfı sürücü belgesine sahip olup, 2918 sayılı KTK'nın 39. maddesi hükmüne göre E sınıfı sürücü belgesi olanların D sınıfı sürücü belge sahiplerinin kullanacağı araçları kullanamayacağı ve bu nedenle Kasko Genel Şartları'nın A5.5.4. maddesi uyarınca sigorta güvencesi dışında kaldığını, aracın istiap haddinin 28.500 Kg. olmasına rağmen taşınan yükün 37.050 Kg. olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre, kazanın fazla yük taşınmasından değil, araç sürücüsünün uyuklamasından meydana geldiği, sürücünün D sınıfı sürücü belgesinin olmamasının kaza oluşum nedeni olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile 97.206.00 YTL'nin olay tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, davalıya kasko sigortalı olan davacıya ait aracın, tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında oluşan hasarın tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, sigortalı araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK'nın 39/a maddesinde tabi olduğu belirtilen D sınıfı sürücü belgesi bulunmayışı halinin, kazanın oluşum nedeni olmadığı gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Taraflar arasındaki Sigorta Sözleşmesi'nin eki ve ayrılmaz parçası niteliğindeki Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.5.4. maddesi uyarınca, sigortalı aracın KTK hükümlerine göre, aracın gerekli sürücü belgesine sahip olmayanlarca kullanılması sırasında oluşan zararların, sigorta güvencesi dışında kalan zararlardan olduğu belirtilmiştir.

Kaza anında sigortalı araç kullanan kişinin E sınıfı sürücü belgesine sahip olduğu uyuşmazlık dışıdır. Oysa, anılan yasa maddesinde sigortalı araç türünün D sınıfı sürücü belgesi sahiplerince kullanılabileceği belirtilmiştir. Genel Şartların A.5.4. maddesi ile aracın genel anlamda her kullanım halinde ilgili sürücü belgesi sahibi kişilerin sevk ve idareleri zorunlu bulunduğuna göre, araç kullanıcısının D sınıfı sürücü belgeli olmasi gerektiği gözetilerek, değinilen sınıf sürücü belgesi sahibi olmayan kişinin kullanımı sırasında oluşan rizikonun sigorta güvencesinde olmadığına ilişkin davalı savunması üzerinde durularak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.

3- Kabule göre, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları'nın B.3.1. maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp, hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Dolayısıyla, sigortalı araçtaki hasarın belirlenmesi bir incelemeyi gerektir
mektedir. Bu nedenle, gerçek zararın tespitinden sonra sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. O halde, davalının en erken ekspertiz raporu düzenleme tarihinde gerçek zararı öğrenerek, tazmin yükümlülüğü doğduğu ve bu tarih itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü ile buna göre hüküm kurulması gerekirken, temerrüt tarihi olarak yazılı şekilde olay tarihinin esas alınması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.