Mesajı Okuyun
Old 14-01-2011, 16:22   #10
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Ayrıca sizin yaklaşımınızın doğru olduğunu kabul ettiğimiz takdirde, işi ihale eden kurum olan DSİ'nin hiçbir işçisinin alt işverenin işçileriyle birlikte işyerinde çalışmıyor olduğu sonucuna nereden vardığınızı öğrenebilir miyim?

Saygılarımla..

Tabi ki bu, sorudan çıkarılan bir varsayımdır. Ancak kamu kurumları genelde işi tamamen verirler ve ihale edilen işte işçi çalıştırmazlar. Mevcut inşaat sektöründe faaliyet gösteren müvekkillerim bakanlık ve belediyelerden ihaleler almakta olup, hiçbirinde kurumun işçisi çalışmamaktadır.

Diğer taraftan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin doğması için ihale edilen işte işçi çalıştırılmasının önemi bulunmaktadır. Elbette DSİ'nin ya da başkaca kurumların çalıştırdığı yüzlerce işçi vardır. Ancak ihale edilen işte işçi çalıştırmayan ihale makamı asıl işveren olarak nitelendirilemez. Bunun böyle olması için illa ki Yargıtay kararı gibi bir dayanağa da ihtiyaç yoktur. Biz hukukçuların yargı kararlarına karşı " bağlanma saplantısı " vardır ve bence bu bir virüstür. Hukukçu yargı kararını temel alırsa kendisini geliştiremez, hukuka katkı yapamaz, kendisini de hukuku da dondurur. Onun için hukukçu, bilimsel bilgiyi temel alarak, yargıya yol göstermeli, kolay yolu değil zor yolu seçmelidir. Bence ön planda olması gereken dayanak yargı kararı değil, bilimsel hukuk bilgisidir.

Somut kanun metni ve madde içeriğindeki terimlere dikkat etmekte fayda vardır. " asıl işveren " tamlaması içinde işveren kelimesi geçmektedir. Buradan hareketle işveren tanımına gittiğimizde " işçi çalıştıran " nitelemesine ulaşırız. Yani asıl işveren diyebileceğimiz gerçek veya tüzel kişiye ya da " tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara " asıl işveren diyebilmemiz için alt işverenlik ilişkisi kurduğumuz işte " işçi çalıştıran " bir işverenin bulunması şarttır. Bu nedenle ihale edilen işte işçi çalıştırmayan işverenlere, asıl işveren diyemeyiz, diyorum.

Belki yargı kararı da vardır, kim bilir . . .