Mesajı Okuyun
Old 13-01-2011, 10:15   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan savunman85
sayın saim dikici öncelikle ilginize teşekkür ederim, sizin de belirttiğiniz üzere şirket mahkemeden çıkarma ister oysa somut olayda mahkemeden talep edilmemiş sadece şirket kararı var bu durum karşısında ttk 551'e göre geçerli bir çıkarma olmadığını düşünüyorum. şirketin tek başına çıkarma yetkisi yok ancak ve ancak mahkemeden çıkarma talebi için karar alabilir. oysa mevcut olayda şirket direk çıkarmaya karar vermiş bu haliyle kanunun emridici hükmüne aykırı olup yok hükmünde bir karar olduğu düşüncesindeyim.
yani sizin dediğiniz gibi iptal davası açabileceğim geçerli bir karar mevcut değil.bu konuda yargıtay kararı olan arkadaşlar paylaşırsa sevinirim.

Uygulamada bu yönde (Karar iptali için) açılmış ve görülmüş bir çok dava ve Yargıtay Kararı mevcut.

Mesala;

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/4787

K. 2000/5522

T. 15.6.2000

• ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA KARARININ İPTALİ DAVASI ( Davanın Görülebilmesi İçin Ya Şirketin Hasım Gösterilmesinin Gerekmesi Ya da Tüm Ortakların Davacı Veya Davalı Olarak Gösterilmesinin Gerekmesi )

• HUSUMET ( Ortaklıktan Çıkarılma Kararının İptali Davasında Ya Şirketin Hasım Gösterilerek Dava Açılmasının Gerekmesi Ya da Tüm Ortakların Davacı Veya Davalı Olarak Gösterilmesinin Gerekmesi )

• MAHKEMECE SÜRE TANINMASI ( Ortaklıktan Çıkarılma Kararının İptali Davasının Şirkete Karşı Yöneltimesi Gereği Gözetilerek Ayrı Bir Dava Açılması İçin Davacılara Süre Tanınmasının Gerekmesi )

• RESEN GÖZETME ( Aktif ve Pasif Husumet Ehliyetinin Bulunup Bulunmadığının İncelenmesinde Tarafların Talebinin Gerekmemesi )

6762/m.140,161,529,539/son,

ÖZET : Ortaklıktan çıkarma kararının iptali dava edilmekle, sonuç itibariyle davacıların dava dışı limited şirket ortağı olduklarının tesbiti talep edilmiş demektir. Bu durumda bu tür davaların görülebilmesi için ya şirket hasım gösterilerek dava açılması veya tüm ortakların davacı ve davalı safında yer almaları gerekmektedir. Aktif ve pasif husumet ehliyeti, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınması gereken husulardandır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 02.11.1999 tarih ve 1996/639 - 1999/593 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı ile müvekkillerinin ve dava dışı Necdet'in bir araya gelerek limited şirket kurduklarını, ana sözleşme ile davalının müdür seçildiğini ve ¾ sermaye payını ödemediği gerekçesiyle müvekkillerinden Cemil ve Şükran'ı ortaklıktan çıkardığını, oysa sermaye borcunun hiçbir ortak tarafından ödenmediğini ödeme şekli ve süresinin de ana sözleşmede kararlaştırılmadığını, öte yandan davalı için TTK.nun 161.maddesi uyarınca azil sebeplerinin gerçekleştiğini ileri sürerek müvekkillerinin ortaklıktan çıkarılma kararının iptalini, davalının şirket müdürlük görevinden azlini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, TTK.nun 539/son maddesinin emredici hüküm olmadığını, dolayısıyla TTK.nun 140.maddesi uyarınca şirketin, ortaklarından sermaye koyma borcunun ifasını isteyebileceğini, davacıların keşide edilen iki ihtara rağmen borçlarını ödemediklerinden TTK.nun 529.maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarıldıklarını, TTK.nun 161.maddesinde yazılı azil nedenlerinin bulunmadığını, davanın ancak şirkete karşı açılabileceğini ve davacıların sermaye borçlarını ödemediklerinden, dava açamayacaklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davacıların iki ihtara rağmen sermaye borçlarını ödemediklerinden çıkarılma işleminin yasaya uygun olduğu, TTK.nun 161.maddesinde yazılı azil nedenlerinin bulunmadığı, davalının görevlerini yerine getirdiği, davacıların davranışları nedeniyle bazı borçların ödenemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1-Dava, ortaklıktan çıkarma kararının iptali ve çıkarma kararını alan şirket müdürü davalının azli istemlerine ilişkindir.

Dava, limited şirket ortaklarından üçü tarafından açılmıştır. Davacılar ve davalıdan başka şirketin, Necdet Leylak adında dava dışı bir ortağı daha bulunmaktadır.

Ortaklıktan çıkarma kararının iptali dava edilmekle, sonuç itibariyle davacıların dava dışı limited şirket ortağı olduklarının tesbiti talep edilmiş demektir. Bu durumda bu tür davaların görülebilmesi için ya şirket hasım gösterilerek dava açılması veya tüm ortakların davacı ve davalı safında yer almaları gerekmektedir. Aktif ve pasif husumet ehliyeti, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınması gereken husulardandır.

Bu durumda mahkemece, şirket müdürü davalı ile birlikte limited şirket aleyhine ayrı bir dava açmak üzere davacılara süre verilmek, açıldığında işbu dava ile birleştirilmek, bundan sonra işin esasına girilmek gerekirken, yukarıda açıklanan husularının gözardı edilmesi ve taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına girilerek hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

2-Yukarıda açıklanan bozma neden ve şekline göre, davacılar vekilinin, esesa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5574

K. 2005/2991

T. 29.3.2005

• ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA KARARININ İPTALİ TALEBİ ( Davacının Sermaye Koyma Borcunu Yerine Getirmediğinden Bahisle Ortaklıktan Çıkarılmasına İlişkin Kararın Usul ve Esas Bakımından Yasanın Aradığı Koşulları Oluşturup Oluşturmadığının İncelenmesi Gereği )

• LİMİTED ŞİRKET ORTAKLIĞI ( Davacının Sermaye Koyma Borcunu Yerine Getirmediğinden Bahisle Ortaklıktan Çıkarılmasına İlişkin Kararın Usul ve Esas Bakımından Yasanın Aradığı Koşulları Oluşturup Oluşturmadığının İncelenmesi Gereği )

• SERMAYE KOYMA BORCU ( Yerine Getirmediğinden Bahisle Ortaklıktan Çıkarılmasına İlişkin Kararın Usul ve Esas Bakımından Yasanın Aradığı Koşulları Oluşturup Oluşturmadığının İncelenmesi Gereği )

6762/m.551

ÖZET : Dava, limited şirket ortağının sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ...nolu toplantı sonucu alınan ve davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden bahisle ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın usul ve esas bakımından yasanın aradığı koşulları oluşturup oluşturmadığının incelenmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 19.11.2003 tarih ve 2003/148-2003/416 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deyiş Cesur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından 25.03.2003 tarihli ortaklar toplantısında, sermaye borcunu yerine getirmediğinden çıkarıldığını, ortaklar kurulunun TTK.da düzenlenen toplantı usul ve esaslara uygun yapılmadığını, müvekkilinin sermaye koyma borcu bulunmadığını, ortaklıktan çıkarılma yönündeki kararın iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, yasanın öngördüğü koşullara uygun olarak düzenlenen davet sonucu yapılan toplantıda çıkarma kararı alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı şirketin defter, kayıt ve belgelerinin usulüne uygun tutulmadığı, hangi ortağın ne kadar sermaye koyduğunun belli olmadığı, ortaklarca şirkete verilen borç ve borçların geri ödenmesine ilişkin kayıtların tutulmadığı, bu durumda davacı ortağın sermaye borcunu yerine getirmediğinden bahisle ortaklıktan çıkarılmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline karar verilmiştir.

Dava, limited şirket ortağının sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.

Davacı, 25.03.2003 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptalini istemiştir. Daha önce 29.05.2000 tarih ve 11 ve 12 nolu karar ile davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmiş, bu karar davacının genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak davet edilmemesi nedeniyle mahkemece iptal edilmiştir. Davalı şirket tarafından bu defa 25.03.2003 tarih ve 24 nolu kararla davacının da bulunduğu ve muhalefet şerhi yazdığı toplantıda davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu kararın iptali için açılan davada alınan bilirkişi raporunda, 29.05.2000 tarih ve 11 ve 12 nolu kararlar incelenerek davacının toplantıya çağırma usulüne uygun olarak çağrılmadığı görüşü bildirilmiştir.

Mahkemece, isteme uygun olarak, 25.03.2003 tarihli ve 24 nolu toplantı sonucu alınan ve davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden bahisle ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın usul ve esas bakımından yasanın aradığı koşulları oluşturup oluşturmadığının incelenmesi gerekirken, daha önce dava konusu yapılan 29.05.2000 tarih ve 11 ve 12 nolu genel kurul kararları üzerinde inceleme yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlere kararın BOZULMASINA, temyiz neden ve şekline göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Görüldüğü üzere Yargıtay, kanunu merasime uyulmadan yani önce yeterli çoğunluk sağlanarak mahkemeden çıkarılmasına dair karar vermek yerine, doğrudan çıkarma kararı verilmesi hallerinde de davayı iptal davası olarak ele almaktadır. Başka deyişle "yoklukla malul" işlem olarak değerlendirmemektedir.

Çıkarma koşulunun olup olmadığını inceleyip, koşullar varsa davayı red ediyor, yoksa kararı iptal ediyor.