Mesajı Okuyun
Old 10-01-2011, 11:38   #5
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ayşe karaca
iyi çalışmalar,bir dosyamda bonoya dayalı olarak icra takibi yapıldı satış yapıldı ve kasaya para girdi.ancak bir kısım alacaklılar sıra cetveline itiraz davası ile birlikte muvazaa iddiasında bulundular.dosyadaki tüm işlemler tebliğatlar vs olması gerektiği gibi ilk celse müvekkilimin borçluya kefil olduğunu buna ilişkin olarak bu senedin verildiğini kefalet borcunu müvekkilimin ödediğine dair banka dekontları sunduk ,başkaca yapabileceğimiz birşey var mıdır,konuya ilişkin yargı kararı arıyorum yardımcı olursanız sevinirim iyi çalışmalar...

Bence sunduğunuz banka dekontları, kefillikten kaynaklanan ödemeler olduğunu ispatlayabilirseniz, nihayetinde taraflar arasında hukuki bir ilişkinin olduğu anlamına gelecektir ve bu anlamda şanslısınız.

Ancak taraflar arasındaki yakınlık (akrabalık, ortaklık vs) ilişkisinin varlığı ortada iken, sadece tarihi ne olursa olsun bir senedin var olması, aradaki ticari ilişkinin belirnememesi sizi zorlar.

(Tabi Yargıtay içtihatlarında verilen kararda sadece bononun varlığı, muvaza iddiasını çürütmüyor. Ancak aynı yargıtay her nedense "bono da sebepten mücerretlik" şeklinde bonaya ilişkin kararlar veriyor. Yaman çelişki)

Ancak yargıtay verdiği bir kararı da aynen şöyle;

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 1996/1179
K. 1996/1570
T. 14.2.1996
Muvazaanın varlığını iddia eden bunu ispatla mükelleftir. "Taraf muvazaası"nda, senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiası; ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Sözleşme, yakın akrabalar arasında yapılmış olsa bile, muvazaanın yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Sözleşmenin resmi şekilde yapılması halinde dahi, olayın özelliği itibariyle adi yazılı delilin yeterli olacağı kabul edilir.

Şahsi kanaatim, şartlar sizin lehinize ancak, "silah silahtan üstündür" her iki tarafın delillerine bakmak gerekiyor.