Mesajı Okuyun
Old 08-01-2011, 21:20   #13
ilteriş

 
Varsayılan

ÖZETİ:
1602 Sayılı AYİM Kanununun 46/son maddesi uyarınca, idari yargıda fazlaya ilişkin haklarında saklı tutulması müessesesi mevcut olmadığından, hesap bilirkişi raporunun tebliğini müteakip açılan ıslah niteliğindeki ek davanın süre aşımı yönünden reddi gerekir.
Davacı vekili, 06 Eylül 2005 tarihinde İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesine verilip bu kanalla gönderilerek 09 Eylül 2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacının eşi ……..’ın askerlik hizmetini yaparken aynı birlikte görevli er …….. tarafından kasten öldürülmesi nedeniyle açtıkları tam yargı davası sonucunda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesinin 20.07.2005 gün ve Esas No.:2003/344, Karar No.:2005/613 sayılı kararı ile davacının istemine bağlı kalınarak davacıya 20.000,00 YTL. maddi tazminat verilmesine karar verildiğini, ilk dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, karara dayanak yapılan 23.06.2005 tarihli bilirkişi raporunda davacı ……..’ın maddi tazminat hak edişinin 61.112,00 YTL. olarak belirlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin 41.112,00 YTL. maddi tazminatın davacıya olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dosyası Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Genel Sekreterliğinin 03.10.2005 gün ve GENSEK:2005/2388/İd.Ks. sayılı yazısı ekinde, davanın yazılı bildirim tarihini takip eden 60 günden sonra açıldığından bahisle Dairemize gönderilmiştir. Dava açma süresi kamu düzeni ile ilgilidir. Davanın her safhasında dikkate alınması hukuk alanında tartışmasız kabul edilen bir zorunluluktur. Bu nedenle işin esasına geçilmeden önce davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu incelenmiştir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının eşi ………’ın İstanbul Boğaz Komutanlığına bağlı Fatih Muhabere Merkezi Verici İstasyon Komutanlığı emrinde Dz.Er. olarak askerlik hizmetini yapmakta iken, 03.05.2002 tarihinde aynı birlikte görevli Dz.Er……. tarafından nöbet değişimi esnasında kasten vurularak öldürülmesi nedeniyle açılan tam yargı davası sonucunda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesinin 20.07.2005 gün ve Esas No.:2003/344, Karar No.:2005/613 sayılı kararıyla davacı eş …….. lehine istemine bağlı kalınarak 20.00,00 YTL. maddi tazminata ve 2.400,00 YTL. manevi tazminata hükmedildiği, davacı vekilince, bu karar esas teşkil eden hesap bilirkişi raporunun tebliğini müteakip, bu rapordaki maddi tazminat hak edişi dikkate alınarak iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
1602 sayılı Kanunun 43 ncü maddesinin birinci fıkrasında “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmadan önce, bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler” İkinci fıkrasında “Görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görevden reddi halinde sonradan Askerî Yüksek İdare Mahkemesine açılan davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz” hükmü getirilmiştir.
Davacının istemi, bir ıslah (ek dava) niteliğindedir. Islahın konusu, tarafların yapmış olduğu usul işlemlerinin düzeltilmesidir. 4 Kasım 2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı incelendiğinde söz konusu HUMK’nun 87 nci maddesindeki kuralın, davacıları ikinci kez dava açmaya zorlaması nedeniyle hak arama özgürlüğünü kısıtladığından bahisle iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Adli Yargıda zamanaşımı süreleri dikkate alındığında bu süreler içerisinde dava devam ederken bilirkişi raporları sonrasında ortaya çıkan tazminat farkının ikinci bir ek dava ile istenebileceği açıktır. Oysa ki 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde açılan davalarda 1 yıllık ve idari başvurudan sonra altmışar günlük dava açma süreleri işlemektedir. Bu süreler geçirildikten sonra müddeabinin miktarının değiştirilemeyeceği yine 1602 sayılı AYİM Kanununun 46/4 maddesinin amir hükmüdür. Ayrıca, idari yargıda fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması müessesesi mevcut değildir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar dikkate alınarak, 06 Eylül 2005 tarihinde açılan ek davanın, davacının eşi …….’ın ölüm tarihi olan 03 Mayıs 2002 tarihinden itibaren bir yıllık yasal süresi içinde açılmadığı anlaşılmakla yasal süresi içerisinde açılmayan davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Açıklanan nedenlerle;
Davacı ………’ın maddi tazminat istemine ilişkin DAVANIN SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,

Dergi No:21
Karar Dairesi:AYİM. 2.D.
Karar Tarihi:05.10.2005
Karar No: E.2005/686
Karar No: K.2005/728