Mesajı Okuyun
Old 29-12-2010, 22:26   #5
ilteriş

 
Varsayılan

Yavuz bey

sehit sayıma ile ilgili AYİM web sayfasından
http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_kara...02000026000023
bir çok karar bulabilirsiniz . bir kararı ekliyorum

ÖZETİ:
Aynı birlikte görev yapan arkadaşı tarafından aralarında çıkan tartışma sonucu, bıçak darbesiyle vefat ettiği sabit olan müteveffanın, şehitlik yönergesi esasları çerçevesinde şehit sayılmamasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı vekili, 24 Ocak 2003 tarihinde Eskişehir İdare Mahkemesi kaydına, 30 Ocak 2003 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; davacının oğlu J. Çvş. …………’ın Şırnak-Gülyazı …….. ncü J. Snr. Tb. K.lığı emrinde askerlik görevini yaparken 15 Ekim 2002 tarihinde tim çavuşu olarak ……….. üs bölgesindeki mevzide görevlendirildiğini, hizmete yönelik olarak ……………’a emir verdiğini, verilen bu emre mevzide bulunan diğer er …………’nın karşı çıktığını, J.Çvş. ……………’ın emrinde ısrar etmesi üzerine er ………….. tarafından bıçaklanarak öldürüldüğünü, davacının ölen oğlunun şehit sayılması için 13 kasım 2002 tarihli dilekçeyle Jandarma Genel K.lığının müracaat ettiğini, J.Gen K.lığının 27 Kasım 2002 tarih ve PER: 0680-241-01/Per. D.Sos.Hiz.Ş.Şht.Ks.(411353) sayılı yazısıyla MSBlığı Şehitlik Yönergesine göre “emir ve talimatlara aykırı olarak disiplini bozan tutum ve davranış” sonucu ölüm olayının meydana geldiği gerekçesiyle bu müracaatın reddedildiğini, şehitlik tanımının yasalarda yapılmaması nedeniyle yönergeye dayanılarak yapılan işleminin bağlayıcılığının olmadığını ve hukuki temeli bulunmadığını belirterek şehit sayılmama işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacının oğlu J.Çvş. …………’ın Şırnak-Gülyazı ………. ncü J.Snr. Tb.K.lığı emrinde askerlik görevini yaparken 15 Ekim 2002 tarihinde, ……… nolu …………. üs bölgesinde mevzide bulunan erler içinden ekmek getirme görevi için bir askeri almak istediği, bunun üzerine J.Er ………..’nın “bizim mevziden adam gitmez başka mevziden adam al” diyerek karşı çıktığı, bunun üzerine J.Çvş. ………….’ın “sen karışma ben senin gibi dağdan inme değilim!” diyerek aldığı personel ile Birlik K.nına gitmek için arkasını döndüğü esnada J.Er …………’nın “bende senin gibi ****** çocuğu değilim” diye küfür ettiği buna sinirlenen J.Çvş. …………’ın J.Er. …………..’nın üzerine yürüdüğü ve bu esnada …………..’nın elinde bulunan bıçak ile J.Çvş. ………….’ın göğsünün kalp bölümünden yaraladığı, bunun sonucu J.Çvş…………’ın vefat ettiği, 2 Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 30.01.2004 tarih ve 2004/143-16 E.K. sayılı kararı ile ………….’nın üstünü öldürmek suçundan mahkumiyetine karar verildiği, davacının vefat eden oğlunun şehit sayılması için 13 Kasım 2003 tarihli dilekçe ile J.Gn.K.lığına başvurduğu ancak bu başvurusuna J.Gn.K.lığının 27 Kasım 2002 tarih ve PER: 0680-241-02/Per.D.Sos.Hiz.S.Şht. Ks(411353) sayılı yazısı ile olumsuz cevap verildiği bunun üzerine davacının vekili aracılığıyla oğlunun şehit sayılmaması işleminin iptali istemiyle AYİM’de dava açtığı anlaşılmaktadır.
1325 tarihli Askeri Tekaüd ve İstifa Kanununda “şehit” kavramı geçmekte ise de tanımı verilmemektedir. Keza, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 64 ve müteakip maddesinde “Harp Malullüğü”nden söz edilmekle birlikte, “şehit” le ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Emekli Sandığı Kanununun 69 ncu maddesinin (d) bendinde: “...64 ncü madde de yazılı hallerde şehit olmuşlarsa...” ibaresinin, şehit yada şehadeti tam olarak açıkladığı söylenemez.
Bu konuda TBMM.nin 927 Sayılı yorum kararı ile 4992 sayılı Kanuna ek 5107 sayılı kanunun 2 nci maddesinin tefsirine lüzum ve zaruret olmadığına dair Heyeti Umumiye kararı mevcuttur. Bu kararlarda, harpte veya eşkiya müsademesinde her nevi düşman silahı tesiri ile derhal vefat edenler ile harpte yaralanıp tedavi sırasında veya icra olunan cerrahi ameliyat neticesinde vefat edenlerin şehit sayılacağı belirtilmiştir. Şehitlik Yönergesi, şehitliğe kimlerin gömüleceğinin belirlenmesi, şehitlik yerlerinin tespiti ve tescili ile bakım ve onarım işlemlerinin yürütülme esas ve usullerinin tespiti amacı ile çıkarılan, idarenin bu hususlardaki iç işleyişi ile ilgili bir düzenlemesidir.
Milli Savunma Bakanlığınca çıkarılan Şehitlik Yönergesinde şehitliklere defnedilecekler belirtilmiş, belirtilen nedenlerden dolayı ölenler şehit olarak tanımlamış ve şehitliğe gömüleceklere “şehadet belgesi” verileceği, bu belgenin vefat eden personelin şehitliğe gömülme hakkını kazandırdığını ifade eden bir belge olduğu, bu belgenin hak sahiplerine şehitlik nedeniyle yasaların tanıdığı hakların verilmesi zorunluluğunu doğurmayacağı belirtilmiştir. Ancak şehitlik kurumuna dayanılarak ilgililere bazı haklar tanınmaktadır. İlgililerin bu haklardan yararlanıp yararlanmayacağı onların vefat eden yakınlarının şehit sayılıp-sayılmaması durumu ile sıkı sıkıya bağlıdır.
Bu nedenle vefat eden kişinin şehit sayılıp sayılmayacağı hususunun mevcut hukuk normlarına, bunlar da yeterli değilse idare yargısının yaratacağı hukuk kurallarına göre çözümlenmesi kaçınılmazdır.
Davacının oğlu müteveffa erin şehit olup olmadığı, Şehitlik Yönergesinin (MSY-439-1A) 4 ncü maddesindeki düzenlemeye göre belirlenecektir. İlgili Yönergenin 4 ncü maddesinde; “
a.) Harpte fiilen ateş altında ölenler, ya da yaralanıp tedavisi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler, ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, -b) İç Güvenlik görevlerinde (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç) veya terör ve anarşi ile mücadelede ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yararın sebep ve tesiri ile ölenler, -c) Eğitim, atış tatbikat, manevra gibi görevleri yapan asker kişilerden; görev yaptıkları sırada veya yetkili makamlarca görevlendirilmeleri nedeniyle, sabit görev yerlerinden ayrıldıktan sonra, vuku bulan bir olayda ölenler veya yaralanıp da sonradan bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, -d) Kaçakçılığın men ve takibinde fiilen çatışma sırasında ölenler, ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, -e) Hudut emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç) -f) Ailesi arzu ettiği takdirde, ölen MSB.ları, Orgeneraller ve Oramiraller. –g) TSK. mensubu veya TSK.den ayrılanlardan (emekli, istifa vb.) daha önce TSK. mensubu olmaları gerekçesiyle terör eylemlerinden muhatap olarak ölenler, -h) Herhangi bir askeri tesis, kışla ve binanın vs.yangın, sel, deprem, heyelan, çığ gibi doğal afetlere maruz kalması nedeniyle ölenler, -ı) Hangi meslek sınıfından olursa olsun; vazifeli olarak askeri uçak veya askeri maksatla kullanılan uçak, helikopter, gemi ve denizaltının herhangi bir sebep ve etki ile düşmesi, batması, infilak etmesi sonucu ve vasıtalarda bulunanlardan ölenler, (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç) -k) Yurtdışında sürekli görev veya her türlü geçici görev nedeniyle bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinden; bu görevlerinden dolayı (görevleri sona ermiş olsa bile) maruz kaldıkları tedhiş veya uğradıkları suikast sonucu ölenler ile TC.Anayasasının 92 nci maddesi veya Türkiye taraf olduğu antlaşmalar uyarınca ya da 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun EK-10 ncu maddesi gereğince görevlendirilenler ile yabancı ülkelerde veya uluslar arası sahalarda yapılan eğitim, tatbikat, manevra veya harekat sırasında bu görevlerin başlangıcından bitimine kadar geçen süre içinde ölenler”in şehitliğe defnedileceği ve bunların şehitliğe gömülmeleri yönünde şehit sayılacağı ve şahadet belgesi verileceği öngörülmüştür.
Müteveffa J.Çvş. ……………., ölümüne sebebiyet veren er ile, emir ve talimatlara aykırı bir şekilde tartışarak ……..’ya hakaret edip, üzerine yürüyerek disiplini bozan tutum ve davranış içerisinde olması nedeniyle şehit statüsüne alınmadığı dava dosyası muhteviyatından anlaşılmıştır.
Davacının oğlunun, aynı birlikte görev yaptığı arkadaşı tarafından aralarında çıkan tartışma sonucu bıçak darbesiyle vefat ettiği sabit olmakla müteveffanın, Şehitlik Yönergesi esasları çerçevesinde şehit sayılmasının hukuken mümkün olmadığı değerlendirildiğinden davalı idare tarafından tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yasal dayanaktan yoksun olan DAVANIN REDDİNE

Dergi No:20
Karar Dairesi:AYİM 3.D.
Karar Tarihi:17.06.2004
Karar No: E.2003/731
Karar No: K.2004/1015