Mesajı Okuyun
Old 29-12-2010, 13:42   #5
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Levent Cirit
İİK Md.111 sadece borçlunun mahcuz menkul ve gayrimenkullerinin satışını durdurur. Kefil de bir borçludur ancak ikisinin sorumluluğu (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) birbirinden bağımsızdır. Kefilin taahhüdü sadece kefile karşı haciz işlemi yapmanızı engeller. Diğer borçluya hacze gitmenize veya hacizli mallarının satışını istemenize engel değildir. Diğer borçlu açısından süreler işlemeye devam eder.
Sayın Cirit,aşağıdaki linkte http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=38016)üyelerimizin genel görüşü İİK 111.maddesinde bir açıklık olmamakla birlikte icra kefilinden alınan hukuken geçerli bir ödeme taahhüdünün(taksit sözleşmesinin)asıl borçlu hakkındaki icra takibini de ödeme süreleri boyunca durduracağı yönündedir. Aksinin kabulü halinde alacaklının icra kefilinin ödeme taahhüdünü kabul beyanının hiçbir fonksiyonu olmayacaktır.Ayrıca kanun koyucunun İİK 111.maddesini yazarken ayrıca ve açıkça 'bu hüküm icra kefilleri hakkında da uygulanır' şeklinde bir ifadeye de yer vermesi beklenemeyeceğinden ve icra kefilleri ile ilgili kanunda hiçbir özel düzenlemeye de yer verilmemiş olduğu ve genel olarak borçlu hakkındaki hükümlerin icra kefillerine de kıyasen uygulandığı düşünüldüğünde,burada asıl borçlu hakkında takibe devam edilebileceği sonucuna ulaşmak doğru olmaz diye düşünüyorum.Alacaklı bir yandan kefilin ödeme yapmayı taahhüt ettiği tarihleri ve miktarları kabul ediyorum diye imza atacak,diğer yandan da attığı imzanın mürekkebi kurumadan asıl borçluya hacze gidecek.Bu çözümün kanun koyucunun özellikle İİK 111.maddesini yazarkenki amacı olmadığı fikrindeyim.