Mesajı Okuyun
Old 01-12-2006, 23:35   #9
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Sözleşme resmi şekilde yapılmamıştır. Bu nedenle 4822 sayılı kanun ile değişik, 4077 sayılı kanundan kaynaklanan bir uyuşmazlık yoktur. Dava Borçlar Kanununun Genel Hükümlerine göre açılmış sözleşmenin iptali ve geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen paranın tahsili isteğine ilişkin olması nedeniyle dava genel mahkemelerde görülmelidir. “ (13.HD. 04.01.2006 T. 2005/15059 E. 2006/76 K. )

Yüklenici şirketin yaptığı inşaat işi TTK 12.maddesine göre ticari iştir. Ayrıca daire alım satımı yüklenici şirketin ticari işletmesi ile ilgilidir. TTK 21 / 2 maddesine göre bir taraf için ticari sayılan iş diğer taraf için de ticari sayılır. Bu yönden dava ticaret mahkemesinde açılmalıdır.

TMK. 706 BK.213 , Tap.K. 26, Noterlik K. 60 ıncı mad. göre tapulu taşınmazların harici satışları geçersiz olup, herkes verdiğini iade eder. Bu durumda alıcı verdiğini güncelleştirilmiş şekliyle geri isteyebilir. Yanıtlarda belirtildiği gibi ceza-i şartlar geçerli değildir.

İyiniyet durumu ile ilgili ; konuya uygulanabilecek 30.09.1988 T. 2/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı vardır. Bu karar da “ Kat mülkiyetine tabi olmak üzere başlanılan inşaattan geçerli bir sözleşme olmaksızın bağımsız bölüm satın alınması halinde alıcının tüm borçlarını eda etmesi , onu malik gibi kullanması ve satıcının da bağımsız bölümü teslim etmesine rağmen satıcın tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması halinde MK.nun 2.mad.si gözetilerek alıcı tarafından açılan tesci
l davasının kabul edilebileceğine “ ilişkindir.

Görülmektedir ki somut olaydaki koşullara uymamaktadır. Kararın gayesi inşaat halinde konut almak isteyen alıcıların satıcıya karşı hukuken korunmasıdır. Bir an için İç.Br.K.nın ters çevrilerek satıcı yerine alıcı aleyhine uygulanmak istense dahi, teslim şartı oluşmadığından yinede olaya uygulanması mümkün değildir.


Faiz konusu ; 3095 sayılı kanun son şekline göre “ ticari faiz “ şeklinde bir tanım mevcut değildir. Salt ticari faiz ifadesinin yasal faiz olarak algılanması tehlikeli mevcuttur. Yasanın 1.mad. göre "ana para faizinde" hem ticari işlerde ve hem de ticari olmayan işlerde yasal faiz uygulanır. Yasanın 2. Maddesine göre ticari işlerde temerrüt halinde “ ticari temerrüt faizi “ istenebilir. Yukarıdaki gerekçe ile ortada her iki taraf için de ticari iş söz konusu olduğundan daha önce temerrüte düşürülmemiş ise dava tarihinden itibaren
" ticari temerrüt faizi ( veya merkez bankasının avans işlemlerine uyguladığı faiz de denilebilir ) " istenebilir. Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.