Mesajı Okuyun
Old 15-05-2002, 18:00   #7
Zeki SERİNKAN

 
Varsayılan

Merhaba

Aslında çok yakından izlediğim bir konu değil.

Ancak anlayabildiğim kadarıyla Newton fiziği doğada ve evrende meydana gelen olayların fiziksel bir açıklamasının olduğu ve matematiksel olarak ifade edilebileceği varsayımına dayanırken, kuantum fiziği bunu neredeyse tepetaklak ediyor. Maddenin çok küçük parçalarına doğru inildiğinde Newton fiziğinin olayları ve hareketin yasalarını açıklamak için kullandığı ölçüler geçerliliğini yitiriyor. Kurallar işlememeye başlıyor.

Bu konuda okuduğum bir kitapta şunlar yazıyor;

“Standart model matematiksel bir yapıdır. Daha küçük yapılar aleminin nasıl görünmesi gerektiği konusunda kesin hükümler verir. Bu tip öngörülerin tamamen yanlış olabileceğini düşünmek için birkaç nedenimiz var.

Şimdi hayali süper mikroskopumuzu devreye sokup , bir protonun ya da herhangi bir parçacığın tam merkezine odaklayalım. Orada neşeyle danseden çıplak temel parçacıklar topluluğunu görürüz.

Süper mikroskopla incelenen Standart Model kuvvetlerin nasıl davrandığını belirleyen yirmi Doğa Sabiti içerir. Bununla birlikte bu kuvvetler çok güçlü olmakla kalmaz , aynı zamanda çok özel bir şekilde birbirlerini yok ederler. Bu işlem öylesine ince bir ayarla yapılırki, mikroskop yeniden normal büyütme ölçeğine çevrildiğinde , parçacıklar normal parçacıklar gibi davranır. ....

Son derece küçük uzaklık ve zaman ölçeğine indiğimizde ya da başka bir deyişle parçacıkları son derece yüksek enerjilerde çarpıştırdığımızda ne olacağını hesaplarsak, Standart Modelin geçerliliğini yitirdiğini görürüz. .... Bundan sonra çıkan anlam şu: Büyük bir olasılıkla model belirli bir yerden sonra geçerliliğini yitirir. Standart Model ,yaratabildiğimiz ve halen gözlenen olaylarla uyum halinde bulunan matematiksel bir yaklaşımdan başka bir şey değildir. Ne var ki, daha güçlü bir makineyi devreye soktuğumuz zaman modelde düzeltmelerin yapılmasına gereksinim duyabileceğimizi unutmamalıyız.” (Maddenin Son Yapıtaşları , Gerard ‘t Hooft- 229 Tübitak Yay.)

Kural diye bildiğimizin aslında yanlış olduğu bir dünya. Düzenin içinde düzensizlik bulunduğu, ışığın bilinen fizik kurallarına göre hareket etmeyebildiği bir evren. Durağan gibi görünen aslında içinde sürekli bir devinim barındıran madde.

Böyle bir dünyada yerleşik değer yargılarımızın, davranışlarımıza yön veren kalıplarımızın, kurallarımızın, klişelerimizin devam etmesi mümkün mü? Aslında çok sarsıcı bir durum .

Doğru diye bildiklerimiz , geleneklerimiz, örf ve adetimiz, ahlaki yapımız, din.

Bütün bunların temelinden sarsılıp silkelendiği bir dünya.

Yine aynı kitaptan:
“Kuşkusuz, şu anda bildiğimiz fiziğin tamamen geçerliliğini yitireceğini ve bunun yerine tamamen farklı bir şeyin konulacağını her zaman düşünebiliriz. Ama buna pek inanmıyoruz. Tarih bize, yeni keşfedilen yasaların, uzun zamandır bilinen yasaların mantıklı genişlemesinden başka bir şey olmadığını öğretti” (sy 231)

Bilim mantıklı bir genişlemeye uğrarken bütün kurum ve kurallarıyla insanoğlunun ve toplumun değişimden kendini soyutlayamayacağına inanıyorum. Bundan hukuk ta mutlaka etkilenecektir.

Selam ve saygılarımla