Mesajı Okuyun
Old 26-12-2010, 18:09   #4
Hüseyin Kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Sayın Hüseyin Kılıç,

Olayda mal ayrılığı rejiminin uygulanmasına yönelik bir mal rejimi sözleşmesi yapılmadıkça edinilmiş mallara katılma rejimi esastır. Bu rejimde mallar ya edinilmiş maldır ya da kişisel maldır. Karine edinilmiş mal olması yönündedir, bu nedenle kişisel mal olduğunu iddia eden eşler bu iddiasını kanıtlama yükü altında olur.

Kişisel mallar yasada sınırlı olarak sayılmıştır: yalnız kişisel kullanıma yarayan eşyalar, evlenmeden önce eşlerin sahip olduğu ya da daha sonra miras yoluyla ya da karşılıksız kazandırma yoluyla edindikleri malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ve kişisel malların yerine geçen değerler. Bunun dışında kalan değerler ve özellikle çalışma karşılığı edinilen malvarlığı değerleri edinilmiş maldır.

Somut olayda kadının ailesinin havale yoluyla ve elden yaptığı ödeme bağışlama niteliğinde olduğundan kişisel maldır, kadının karşıladığı kısmın nasıl karşılandığı ise önem taşır. Eğer elde ettiği gelirle sağladıysa bu kısım edinilmiş maldır. Diğer eşin edinilmiş malın değerinin yarısı üzerinde alacak hakkı bulunmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde mülkiyet ortaklığı olmadığından ev üzerinde bir mülkiyet iddiasında bulunamaz, yalnızca edinilmiş mal niteliğindeki malvarlığı değerinin yarısı üzerinde alacak hakkını iddia edebilir.

Birinci sorunuzun yanıtını elden yapılan ödeme için vermek gerekirse tanıkla kanıtlaması olanaklıdır, HUMK'nin 293. maddesi buna izin veriyor.

Evin satılması eşin katılma alacağı iddiasını etkilemez, çünkü belirtildiği gibi uyuşmazlık mülkiyet hakkına ilişkin değildir. Kadın dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Kadın bu bağlamda evi üzerinde dilerse ipotek hakkı da tanıyabilir, bu durum eşin alacak hakkını etkilemeyecektir.

Saygılarımla

Bir de zamanaşımı bu davalarda başanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıldı değil mi?